Tarihten Bir Yaprak: Şehit Albay Süleyman Fethi Bey
Şehit Albay Süleyman Fethi Bey
Aydınoğlu Tekkesi şeyhi İzzi Efendi’nin oğlu.
14 Mayıs’ı 15’e bağlayan gece Bahri Baba Parkı’nda büyük bir miting düzenlenir. Fethi Bey buradaki konuşmasında işgale karşı her türlü direnişin gösterileceğini söyledikten sonra sözlerini, “Yemin ediniz, düşmanlar Türklerin istiklâl ve hayat hakkını tanıyana kadar hiçbir zulüm, hiçbir çile, hiçbir meşakkat önünden kaçmayacağız” diye bitirdi.
Süleyman Fethi Bey işgalden bir gün önce Harbiye Nazırıyla makine başında hemen konuşmak istediğini söyledi. Nazır Şakir Paşa, yanında Fevzi Paşa (Çakmak) ve Ahmed Fevzi Paşa ile beraber nezarete geldiler. Süleyman Fethi Bey “Paşam, İzmir Limanı’na girip demirleyen İtilaf donanmasından Amiral Calthrope ateşkesin 7. maddesine göre İzmir’deki istihkâmların teslimini istedi. Karaburun’dan gelen haberlere göre körfez dışında asker dolu birçok Yunan nakliye gemisi bekliyor. İstihkâmları biz verir vermez Yunanlar işgal edecekler. Halk galeyan halindedir. Müsaade ederseniz bu isteği reddederek elimizdeki kuvvetlerle İzmir’i müdafaa edeceğiz. Kuvvetimiz buna elverişlidir” diyordu.
İşgal günü subaylar Sarıkışla’da toplanmıştı. Fethi Bey’in elinde Kur’an vardı. Yunan zabiti ayaklarıyla elinden düşen kutsal kitabımızı çiğneme cüretini gösterdi. Kahraman Albay, Yunan zabitin yüzüne şiddetli bir sille attı ve şehadete giden yolda ilk süngüsünü omzundan yedi. Ardından yarasından akan kanlara aldırmaksızın Kur’an’ı yerden aldı ve gözyaşlarıyla ıslatarak öpüp başına koydu.
Bu sırada etrafını saran 20 kadar Yunan askerinin ikinci hücumuna maruz kaldı. Ellerini havaya kaldırmasını emrettiklerinde cevabı, “Ben bir komutan ve albayım. Amirimden başkasından emir almam ve kendimi muayene ettiremem” oldu. Buna verilen karşılık yine süngü darbeleriydi.
Yunan Müfreze Komutanı, kendisine boyun eğmeyen bu Türk subayının bakışındaki ateşle sarsılıyor ve hiddetle, “Çıkar kalpağını!” diye bağırıyordu. Bütün baskılara rağmen Fethi Bey, “Ordumun ve milletimin şerefini temsil eden o kalpak, ancak başım boynumdan ayrıldıktan sonra çıkar” diye karşı geldi.
Bu cevapla üçüncü bir yara daha aldıktan sonra “Üniformalarını çıkar” denildi. O bir Tük subayına yakışacak şekilde, “Bu üniformayı bana padişahım verdi. Onu ancak onun emri çıkarttırır” dedi.
Bunun üzerine Yunan askerleri üniformasını parçalamaya çalışmış ve belinden çıkardıkları kayışla kafasını birkaç yerinden yaralamışlardı.
Boyun eğmedikçe üzerine gidiyor, “Zito Venizelos” diye bağırmaya zorluyorlardı. Reddettikçe yeni bir süngü darbesi alıyordu.
Müfreze Komutanı sonunda emir verdi: “Öldürün”. Yunan askerleri onu süngü ve dipçik darbeleri altında Kordon’a götürdüler. Sekizinci süngü yarasını aldığı sırada “Allah’ım, sen Müslümanları bunlardan kurtar” deyip yere yığıldı.
Süleyman Fethi Bey yaralara rağmen hayattaydı. İtalyanların yardımıyla Rum Hastanesine kaldırıldı ve bir koğuşa yatırıldı. Haber alan arkadaşı Karşıyakalı Süreyya Bey (İplikçi) hastaneye koştu. Arkadaşını görünce gözyaşları içinde haçı ve Yunan bayrağını göstererek “Ben bunların arasında mı öleceğim?” dedi. Süreyya Bey başhekimle konuşarak izin aldı ve Yunan bayrağı yerine Türk sancağını koyup haçı indirdi. Fethi Bey, bayrağı görünce gülümseyerek “Allah’ım, sana şükürler olsun” sözleriyle ruhunu teslim etti. Takvim 23 Mayıs 1919’u gösteriyordu.
Naaşı Emir Buhari Tekkesi Haziresi’ne defnedildi.
BMM’de 13 Eylül 1922 günü Mustafa Necati Bey (Uğural), ailesine taziye telgrafı gönderilmesi talebinde bulunur. Erzurum Mebusu Nusret Efendi ruhu için Fatiha okunmasını ister. Kırşehir Mebusu Yahya Galib (Kargı), “dindar ve muhterem bir Müslüman” diye nitelendirdiği Fethi Bey’in namus, din ve bayrak uğrunda canını seve seve verdiğini söyleyerek medeniyetin ona yapılan hakarete göz yumduğunu haykırır.
Ne tuhaftır ki, onun adına dikilmeyen heykel, Hasan Tahsin adına dikilecektir. Hasan Tahsin’in “ilk kurşun” olayıyla ilgili, o döneme ait hiçbir kayıt yoktur.
- Trakya Üniversitesi Kosovalı Öğrencileri Tekirdağ Gezisinde - Mayıs 18, 2025
- Tarihten Bir Yaprak: Şehit Albay Süleyman Fethi Bey - Mayıs 18, 2025
- Selçuk Temelatan Yazdı: Sosyal Çürüme Öyle Bir Sardı ki Ortamı..! - Mayıs 18, 2025