Mehmet Ali Abakay Yazdı: Sermayesi Buz Olanın Korkusu Sıcaktandır – Şehir ve Hayat Yazıları-

Hayatta karşılaşılan zorluklar vardır, insanı dinç kılan, onu tecrübelerle erdemli hale getiren.

Günümüzde doğrudan yana olanın çoğu zaman destek bulmaması, yanlışlıklar içinde olanların çokluğuna işarettir.

Çoğu zaman ideallerinin gerçekleşmesi için ömrünü doğrularına adayanlar, dünya sahnesinde yola çıktıkları tarafından bir bir terk edilir, yalnızlaştırılırlar, yokluğa mahkûm kılınmak istenirler.

Aynı doğrultuda, aynı istikametin yolcularının varmak istediği hedefe yalnız bırakılmak, itibarsızlaştırılmak ve sonuçta yok sayılmak siyasette en çok görülen vefasızlıkların başında gelir.

Çok insan tanıdık, bildik, konuştuk, hayat hikayemizde.

Bu hızlı değişimin sebepleri nelerdi?

Dünyalık pesinde koşanların, havasına ve ihtirasına yenik düşmenin ötesinde canını ve cananını fedâ etmesi gerekirken, bu beklenirken, bununla ruhunu donatması beklenirken, içine düştüğü durum, neyin göstergesidir?

Sermayesi buzdan olanın korkusu sıcaktandır, kuşkusuz.

Sıcaklar başladıysa eriyen sermaye, tükenmekle yüz yüzedir.

Korkusu budur, günümüz insanının çoğunun.

Iki yüzlülüğün literatürümüzde isminin münafıklık olduğu bilinir, gelenekten bu güne geliş biçimiyle.

Korkulardır, çoğunlukla insanı yol arkadaşlığından alı koyan ve insanı yalnız hale getiren.

Aynı ekmeği bölüşenlerdik, aynı tastan suyu içenlerdik, aynı dertle hüzunlenenlerdik, aynı mutluluğu paylaşanlardık.

Bize ne oldu?

Şehir hayatında her daîm birlikteliği dile getirenlerdik.

Dünyaya idealimizle değişim sunmayı, mazlumların hakkını savunmayı, tebessümün her kıtada her insanın yüzünde görmeyi hedefleyenlerdik, kendimizce.

Nerede bir insan açlık çekiyorsa tok olmayı haram bilenlerdendik.

Yalan söyleyenlerin bizden olmadığını ilke halinde bildik.

Bize ne oldu?

Komşu hakkının kardeşlikten öte bir hak olduğunu bildik.

Hastanın, yaşlının, fakirin, yoksulun, yetimin, öküzün yanında olmanın ruhumuza verdiği iç huzuru ne elmasa ne zümrüte ne inciye ne mercana değiştirmeye andımız vardı.

Dünyanın dört bir yanında ezilmişin, mağdurun yanında gönlümüzde acılarını mayası bilirdik, düşüncemizin.

Bize ne oldu?

Sermayesi buz olanın korkusunun sıcaktan olduğunu anlayalı, saç rengimiz değişse de gönlümüz değişmedi.

Tavrımız aynı kaldı.

İdealimiz, yine ve yeniden mayaya muhtaç.

Medeniyetin yüz yılımızda yeniden ihya hareketine sermayesi buz, korkusu sıcak olanın yeri yok, bizimle işi olamaz.

Ne mutlu Leylâsı için çöle düşenlere!..

İşte, biz böyle mecnûnuz, mecnûnlar aramaktayız.

Hayatımız Leylâmızı aramakla geçecek.

Nerede noktalanacak, bu arayış?

Bunu bilmiyoruz, bilmeniz nâ- mümkün!..

Âşık olana âşkın sorulur mu, tarifi?

Meselenin özü, budur!..

Kimsesizlerin kimsesine, marûzatımızdır, arz-ı hâlimizdir!…

Kaynak: Mehmet Ali Abakay

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Gönder
Haber İhbar Hattı
Haber İhbar Hattı..
Lütfen Sağ Alttaki Gönder Butonunu Tıklayınız.