Reşat Nuri Erol Yazdı: Sistem arayışı; Süleyman Karagülle-Adil Düzen-10

Sistem arayışı; Süleyman Karagülle-Adil Düzen-10
Prof. Dr. M. Tekelioğlu anlatmaya devam ediyor; önceki yazılarla birlikte okunmalı…
“Kur’an’daki bazı kavramlara yeni anlamlar vermek kolay değil. İşte onlardan biri: Maide suresindeki 33’üncü ayetin tefsirinde şu ibarenin yorumu dikkat çekicidir:
“Allah ve Resulüne karşı savaşanların…” Burada önce şöyle bir hatırlatmaya ihtiyaç var: “Kur’an konuşma dili ile inmiştir. Onu hukuk dili ile yorumlamak rasihlerin yetkisindedir. Rasihler kendi çağları için Kur’an’a hukuki manâlar verirler. Birinci dönem fukahası böyle manâlar vermişlerdir. Örnek olarak “Allah’ın hakkı” dendiği zaman, bunu “topluluğun hakkı” kabul etmişlerdir. “Resul” deyince kastedilenin “başkan” olduğunu anlamışlardır.” Peki, günümüzde nasıl anlayacağız? Onu da şöyle izah etmek mümkün: “’Allah’ dediğimiz zaman biz topluluğu anlıyoruz. Ocak, bucak, il, ülke ve insanlık Allah’ın yeryüzündeki halifesidir. Kâinatın Rabbi olan Allah’ın halifeleri olarak haklara ve görevlere sahip olma demektir. “Allah” dendiğinde topluluğun tamamı anlaşıldığı gibi, bunları temsil eden meclis de anlaşılır./“Resul” başkan demektir. Ocak, bucak, il, ülke ve insanlık başkanları resuldür. Kâinatın Rabbi Allah Hz. Peygamberi gönderdi, onun halifesi olan topluluk da başkanları atar. Başkanın kendisi resul olduğu gibi, emir sahipleri de resulün resulleridir.”
Nur suresinin 62’nci ayetinin tefsirine ilişkin çalışmada daha genel bir tanımlama var: “Allah” meclisi, “Resul” hükümeti veya yönetimi, “Allah ve Resul” başkanı, “Allah ve Resulü” yargıyı ifade eder varsayımı ile yola çıktık. Yani devletin dört uygulayıcısı vardır; meclis, hükümet, başkan ve yargı. Son söz yargınındır. Yargı meclisin ve başkanın da üstündedir.
Yargının “hakemlik sistemine” dayandığını vurgulamakta fayda var.
Namaz konusunu belki daha sonra ele alırız ama şimdilik şu görüşü burada zikretsek galiba iyi olacak: Namazlar toplantılardır, müzakeredir, tilavettir, istişaredir.
Aslında sadece namaza değil diğer temel umdelere de bakmak gerekiyor. Bunlara kısaca dokunalım şimdilik:
Namaz nasıl yaşayacağımızı, Zekât nasıl çalışacağımızı, Oruç kötülüklerden nasıl korunacağımızı, Hac tüm insanlık içinde nasıl yer alacağımızı bize öğretir.
Bilindiği gibi Kur’an’daki en uzun ayet Bakara Suresinin 282’nci ayetidir. Faiz yasağının ardından gelen bu ayetle faizli muamelelerin terkinden sonra ‘selem senedi’ ve onun fonksiyonları dile getirilmektedir. Süleyman Karagülle’nin ısrarla üzerinde durduğu “selem senetleri, senet piyasası, mal senetleri, piyasalarda senetlerin nasıl el değiştireceği” gibi hususlar bu ayetten yola çıkılarak uzun uzun anlatılmaktadır. Önce Akevler’deki seminerlerde daha sonra İstanbul’daki çalışmalarda üzerinde çok durulan bu konuyu “Kur’an Seminerleri” dizisinden izlemek mümkün. Şu bağlantıya tıklayarak detaylara ulaşabilirsiniz. Burada sırayla 435, 436 ve 437’nci seminerlerde Bakara Suresinin 282’nci ayeti üzerinde duruluyor. Ayrıca şu bağlantı da Bakara 282’nin güzel bir özetini ihtiva ediyor.
Bu yazının giriş kısmında faize karşı olmak sözle olmuyor demiştik. Serbest piyasanın nasıl düzenleneceğine ilişkin binlerce sayfa tutan Akevler’deki çalışmalar ‘faizsiz bir sistem’ oluşturma yolunda atılmış önemli bir adım olarak orta yerde duruyor. Sistem, idari yapılanmayı, yasama esaslarını, yargı yani hakemlik mekanizmasını, piyasa kurallarını her cephesiyle ele alıyor. Bu sistem, üzerinde durulmaya, eleştirilmeye, uygulanamaz yönleri varsa yeni tekliflerle değiştirilmeye hazır. Bunları görmezden gelmek ve yok saymak bilimsel zihniyetle bağdaşmaz. Şahsen bana da afaki gelen, fantezi sayabileceğim yönleri var. Fakat öte yandan bunlar niçin uygulanamasın dediğim yönleri çok daha fazla.
Bildiğim kadarıyla Süleyman Karagülle, Necmeddin Erbakan nezdinde geliştirdiği sistemi Vakıflar Bankası (özellikle Vakıflar Genel Müdürlüğü) bünyesinde kısmen de olsa uygulamak için ısrarcı oldu. Ancak buna imkân bulamadı.”
(Devamı var; bu vesileyle 24 Mayıs 2021’de vefat eden Süleyman Karagülle ve Prof. Dr. Necmettin Erbakan başta olmak üzere diğer hocalarımızı da anmış oluyoruz…)
Kaynak: Reşat Nuri Erol

admin
Sosyal Medya

admin

1953 yılında Edirne'de doğdu. İstanbul Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu. 11 yılı lise müdürlüğü olmak üzere 25 yıl öğretmenlik yaptı ve 2001 yılında Milli Eğitim Bakanlığı'ndan emekli oldu. Üniversite yıllarından beri hobi olarak çeşitli yerel ve ulusal basında köşe yazarlığı yaptı. İlk kitabı olan 'BAŞARI HİKAYELERİ' 14 Haziran 2018'de yayımlandı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Gönder
Haber İhbar Hattı
Haber İhbar Hattı..
Lütfen Sağ Alttaki Gönder Butonunu Tıklayınız.