“Benim Annem Satılık!”
“ANNEM SATILIKTIR” dedi. Sessizlik çöktü. Sonra herkes gerçeği gördü.
Düğün günüydü. Her şey huzurlu bir uyum içindeydi.
Gelin, beyazlar içinde, gözleri heyecanla parlıyor, durmadan gülümsüyordu.
Yanında annesi vardı — yüzü dingin, elleri yılların emeğiyle yorgun… Sessizce kızının yanında duruyordu.
Bu kadın hem anne hem baba olmuştu.
Ve şimdi, kızının hayatındaki bu büyük dönüm noktasının sessiz bir tanığıydı.
Yemek sırasında, genç kadın nişanlısının elini nazikçe tuttu ve fısıldadı:
— Gel hayatım, annemin yanına oturup birlikte yemek yiyelim.
Ama adam, yüzü kararmış bir ifadeyle elini çekti:
— Onunla aynı masayı paylaşmak istemiyorum. Bu masayı sadece ikimiz için hayal etmiştim.
Kadın, kelimelerle tokat yemiş gibi donup kaldı.
Biraz sonra, gözlerden uzak bir köşede adam tekrar ısrar etti:
— Lütfen, ona başka bir yere oturmasını söyle. Bu geceyi mahvetmesini istemiyorum.
Genç kadın sessiz kaldı.
Gözlerini kapadı, derin bir nefes aldı.
Sonra gözlerinin içine baktı ve kararlılıkla konuştu:
— Senin uzaklaştırmak istediğin bu kadın… benim annem.
Ateşler içinde yattığımda başımda bekleyen,
İki işte birden çalışıp eğitimimi karşılayan,
Sırf bu gelinliği alabilmem için en sevdiği elbisesini satan kadın…
Ve şimdi, hayatımın en özel günlerinden birindeyken,
onu yanımda istemediğini mi söylüyorsun?
— Ama ben öyle demek istemedim… — diye kekeledi adam.
Kadın sertçe sözünü kesti:
— Hayır, tam olarak bunu söyledin.
Eğer benim için her şeyini feda eden bir kadına saygı duyamıyorsan,
yarın bana nasıl sahip çıkacaksın?
Hiçbir şey söylemeden salonun ortasına yürüdü, mikrofona uzandı ve herkesin duyabileceği bir sesle konuştu:
— Değerli misafirler…
İşte annem!
Satılıktır.
Çünkü gelecekteki eşim, onun bizimle aynı masada oturmasını istemiyor.
Salona ağır bir sessizlik çöktü.
Hiç kimse konuşmadı.
Hiçbir el kalkmadı.
Kadın annesini kucakladı, sesi sevgiyle titriyordu:
— Korkma anne.
Ben seni satın alıyorum.
Çünkü sen, bir düğünden daha kıymetlisin.
Bir elbiseden, bir yemin töreninden, bir adamdan çok daha değerlisin.
Ve eğer bir seçim yapmam gerekiyorsa…
Ben seni seçiyorum.
Ve bir daha arkasına bakmadan salonu terk etti.
Elini hiç bırakmayan tek kişinin kolunda.
Birkaç hafta sonra…
Yeni bir hayata sakin adımlarla başlarken, beklenmedik bir telefon aldı.
Bir iş insanı, sesi titreyerek konuştu:
— Videonu gördüm.
Ben tersini yaptım… Annemi biri için terk ettim.
Sonra o kişi beni yıktı.
Annem kırık bir kalple öldü…
Ben ise pişmanlıkla çürüdüm.
Keşke senin cesaretine sahip olsaydım.
Son söz:
Bir anne, evladı için her şeyini feda eder.
Onu unutmak, dışlamak, küçük düşürmek… en ağır ihanettir.
Ama onu savunmak… özellikle de bu rahatsızlık verecekse…
Gerçek sevginin, asaletin ve karakterin işaretidir.
Doğru olanı seçmek, her zaman kolay değildir.
Ama bunu başarabilen… hayatın en iyisini hak eder.
Çünkü sana her şeyini veren kişiyi onurlandırmak,
gerçek büyüklüğün ilk adımıdır.
Eda Mutfakta Sayfasından Alıntı
- Ali Süzen Yazdı: Sokak Köpekleri Meselesi - Haziran 9, 2025
- “Benim Annem Satılık!” - Haziran 9, 2025
- Alp Durmuş Yazdı: Olacaksa Olur! - Haziran 9, 2025