Ravza Öğüt Yazdı: Kefiyemin Püskülü
KEFİYEMİN PÜSKÜLÜ
Öyle haykırıyordu ki gırtlağı kanayacak sandım. İnsanları yara yara ön korteje doğru yürüyordu. Yürüyordu ve “Ey Netanyahu bekle beni! Bugün Istanbul’a olan seferim, yarın KUDÜS’E olacak! Geleceğim ve senin boğazına çökeceğim!” diye tehditler savuruyordu.
Öfkesi yüzüne çatık kaş, başına ak saç olan bu abinin haykırışı, Muhammed Furkan Doğan’ın not defterinden, Ebu Ubeyde’nin şehadet parmağından ne biraz eksik ne biraz fazlaydı. Allah’ın ona ikram ettiği bu gür sesi KUDÜS için kullanmaktan başka ne yapabilirdi ki, diye düşünürken gözüm elimde tuttuğum ders notlarıma takıldı. Sol yanımda Ayasofya, sağ yanımda Sultan Ahmet cami, önümde ve ardımda tekbiri kuşanmış insan suretleri, avucumun içinde kefiyemin püskülleri beni içime çekti.
Tesettürüm gereği, bağıramıyorum bile bu abi gibi. Yine de Rabbim, işte buradayım. Kefiyeme iliştirdiğim zeytin dalı broşum, elimde ders notlarımla öylece duruyorum. Yanaklarımdaki kızarıklık elimdeki notlardan duyduğum utancın rengidir Rabbim. Kudüs için durduramıyorum bile birkaç saatliğine hayatımdaki düzeni. Fidan mı yoksa o elimde ki! Bilmem ki. Umuyorum ki bu elimdeki, yaprak yaprak bir zeytin fidesi… Evet Rabbim, bak bana işte buradayım! Bağıramıyorsam bu abi gibi gırtlağım sökülene kadar, bağırtırım ben de kağıtları ve kalemleri.
Edebiyat yapıyorsun diyorlar Rabbim! Söyleyin bana ey Âdem’in güzel evlatları; geliyorsa elimden edebiyat yapmak, parmaklarıma kalem tutuşturulduysa, yazmaktan; israili küçük, KUDÜS’Ü büyük harflerle yazmaktan başka ne yapabilirim ki? Meydana çıktı Bület Abi “Hazırlık yapın kardeşlerim. Çok yakında işte böylece gideceğiz KUDÜS’E!”dedi. Bülent Yıldırım olmak da zor, dedim kefiyemin püskülünü düzelttim. Sınavım var Rabbim, artık eve dönmeliyim. Akşam erkenden yatmalı, sabah 07:00’de yola düşmeliyim. Evet Rabbim, uykularım da hiç kaçmıyor. Özür dilerim Rabbim, ben geceleri uyuyorum. Şükürler olsun Rabbim, ben geceleri uyuyorum.Kaçmıyorsa şayet uykularım, sıcak bir yatağım, üzerine bomba yağmayan bir çatım varsa, geceleri annem yorganımı düzeltiyorsa, sağlamca uyuyup gecenin zifiri karanlıktan biraz önceki vaktinde secdeye kalkmaktan başka ne yapabilirim ki?”Zulmün olduğu yerde tarafsızlık, mazluma ihanettir.”
Sessiz kalmak, çoğu zaman zulmün bir ortağı olmaktır.
Kur’an, zalimlerin yaptıklarından Allah’ın habersiz olmadığını bildirir: “Sakın Allah’ı, zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma. Onları, ancak gözlerin dehşetle dışarı fırlayacağı güne kadar erteler.” (İbrahim 14/42) dilsiz şeytandır, der büyüklerimiz. Biz sustukça zalim cesaret kazanır. Hak için, adalet için, insanlık için ses olmak zorundayız.
Zalimlerin değil, mazlumların yanında olmak bir seçim değil, bir sorumluluktur. 2- Her gece uyumadan önce Mülk Suresi, “O’nundur Mülk” bildirisi, belki bir gün şehadet tesellisi… Mavi bir geminin tepesinde kör bir kurşun diriltmediyse beni Muhammed Furkan Doğan gibi, anlı şanlı bir şehit gibi yaşamaktan başka ne yapabilirim ki? Ah Rabbim, vah ki ne vah
Rabbim!
Huzura geldiğimde “İşte bak,
bir şey daha yapabilirdin!”
buyurursun diye ödüm
patlıyor Rabbim.
Ne olur O huzura çıkmadan
bildir bana ki,
huzurunda alnım ak olsun
Rabbim!
Daha başka ne yapabilirim?
Kaynak: Ravza Öğüt
- Ravza Öğüt Yazdı: Kefiyemin Püskülü - Haziran 15, 2025
- Edirne’de 8 Saatlik Planlı Elektrik Kesintisi - Haziran 15, 2025
- Buğday ve arpayı kuraklık vurdu, çiftçinin yeni umudu saman oldu: Tonu 12-14 bin liradan alıcı buluyor! - Haziran 15, 2025