Osman Özcan Yazdı: Bu Yazı Şehitlerimiz İçindir…

🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹

Bu yazı şehitlerimiz içindir…
Adları bilinen, mağarada sessizce Rabbine yürüyen, Canı pahasına görevi terk etmeyen, Ve bu millete son kez “Vatan” diye haykıran yiğitler için…

Ciğerimiz yandı. Yürekten değil, ilikten bir yangın bu. 12 vatan evladı… Toprağa değil, bir daha duyulmayacak dualara sarıldılar. Ama unutulmadılar, unutulmayacaklar.
Biz şimdi sadece başımızı eğiyoruz. Ama bu bir yenilgi değil. Bu, göğe açılan bir boyundur.

Bir mağara… İçine girerken dua ettiler. Onlar biliyordu: Bu görev sıradan bir görev değil, Bu, milletin kalbinde yankılanacak bir destanın ilk satırıydı.
Gaz vardı belki içeride, Ama onların yüreğinde yalnızca iman doluydu.
Her biri devletin, milletin, ümmetin şeref nöbetçisiydi. Eksik varsa bu millet tamamlar. Çünkü bu millet, Yiğidine laf söyletmez, devletine sırt dönmez.

Bu acı, siyasete kurban edilemeyecek kadar büyüktür. Bu feryat, birliğimizi sarsamayacak kadar kutsaldır. Çünkü o 12 yiğit, Ne bir operasyonun sayısı, Ne bir basın açıklamasının istatistiğidir.
Onlar, Bu ümmetin boynunu bükmemek için can verdi. Bu devletin bayrağını yere düşürmemek için göğe yükseldi. Bu milletin istikbalini, canlarıyla mühürlediler

“Ve Allah yolunda öldürülenlere ‘ölüler’ demeyin. Bilakis, onlar diridirler. Lakin siz bilmezsiniz.” (Bakara 154)

Biz biliriz. O mağaranın içinde ölümsüzleşen o 12 neferin, şu an arşın gölgesinde olduğunu biliriz. Çünkü onlar, Dünyada rütbesini bırakıp, cennette şehit beratını alanlardır.
Ey Rabbimiz! “Şüphesiz Allah yolunda canlarını feda edenlere, Rableri katında büyük bir mükâfat vardır.” (Tevbe 111)
Biz o mükâfata inandık. Çünkü bu fani hayatta, vatanı uğruna nefesini verenin, ebedi hayatta nefesi kesilmeyecektir.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdu: “Cennete giren hiç kimse, yeryüzündeki her şey kendisine verilse bile, dünyaya geri dönmek istemez. Ancak şehit, gördüğü ikram sebebiyle tekrar dünyaya dönüp on kere şehit olmayı ister.” (Buhari, Müslim)
İşte biz böyle bir mertebenin önünde eğiliyoruz.

Bu kez savaş cephede değil, Mağaranın karanlığında, birliğin imtihanında… Ama unutma: Biz buradayız. Biz gölgede yürüyen orduyuz. Biz sustukça dünya konuşur. Ama biz yürüdüğümüzde, çağlar değişir.

Her zaman söylerim…
Ey ümmetin uyanışını bekleyen yiğitler. Bu çağın Uhud’u da buradadır. Resul’ün dişinin kırıldığı tepe, şimdi bu topraklardadır. Bu ümmet, son savaşını çoktan başlattı. Ve Allah’a and olsun, Bu sefer geri çekilmeyeceğiz.
Kaynak: Osman Özcan

admin
Sosyal Medya

admin

1953 yılında Edirne'de doğdu. İstanbul Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu. 11 yılı lise müdürlüğü olmak üzere 25 yıl öğretmenlik yaptı ve 2001 yılında Milli Eğitim Bakanlığı'ndan emekli oldu. Üniversite yıllarından beri hobi olarak çeşitli yerel ve ulusal basında köşe yazarlığı yaptı. İlk kitabı olan 'BAŞARI HİKAYELERİ' 14 Haziran 2018'de yayımlandı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Gönder
Haber İhbar Hattı
Haber İhbar Hattı..
Lütfen Sağ Alttaki Gönder Butonunu Tıklayınız.