Zeki Bayraktar Yazdı: “Benim Gibi Güzel Bir Kadını Niye Aldattın?”
“BENİM GİBİ GÜZEL BİR KADINI NİYE ALDATTIN?”
Bu soruyu Hülya Avşar eski eşi Kaya Çilingiroğlu’na sormuş [program eski ama ben Coldplay-Boston skandalı sayesinde şimdi gördüm].
Bu, aldatma konusunda en sık sorulan ve çoğu zaman da cevabı verilemeyen [anlaşılamayan] konulardan biri. Bu sorunun cevabı ancak Coolidge Fenomeni ile açıklanabilir.
Erkeğin etrafındaki farklı dişilerle ardışık çiftleşebilme motivasyonunu ifade eden bu fenomen/etki, deneysel olarak hem hayvanlarda hem insanda gösterilmiştir. Coolidge etkisinin temelinde dopamin hormonu yatar. British Columbia Üniversitesi’nden Fiorino ve arkadaşları (1), erkek farelerde dopamin seviyesini ölçtüklerinde, belirli bir dişiyle çiftleştikten sonra dopamin seviyesinin düştüğünü, ancak yeni bir dişiyle karşılaştıklarında tekrar yükseldiğini tespit etmiştir. Yorgun ve isteksiz hale gelen fareler, yeni bir dişiyle karşılaştıklarında yeniden canlanmaktadır. Aynı durum diğer hayvan türlerinde de gözlemlenmiştir. Örneğin bir koç, aynı koyunla çiftleşme aralığını uzatırken, çevresine farklı koyunlar geldiğinde bu aralık kısalmakta ve ardışık olarak çiftleşmeye devam etmektedir [ekteki görsel].
Coolidge etkisi insanlarda da gösterilmiştir. Avustralya’da yapılan bir çalışmada erkek deneklere 22 farklı pornografik görüntü izletilmiş ve aynı görüntüler tekrar edildiğinde cinsel uyarılmanın azaldığı, yeni bir görüntü gösterildiğinde ise uyarılmanın yeniden zirve yaptığı gözlemlenmiştir (2). Bunun için görüntülerin daha etkileyici olması gerekmemiş, yalnızca “yeni” olmaları yeterli olmuştur. Daha önce görülen ‘’eski’’ görüntüler uyarıcı olmazken, ekrana düşen her ‘’yeni’’ görüntü uyarıcı olmaktadır.
Bu etki, erkek cinselliğinin dürtüsel ve biyolojik yönünü göstermektedir. Dürtüsel cinsellik, psiko-sosyal gelişimini tamamlayamayan erkeklerde daha baskın olur. Eğer bir erkeğin [dürtüsel cinselliğini regüle eden] etik ve toplumsal normları da yeterince gelişmemişse, zayıfsa, o erkeğin Coolidge etkisine girme olasılığı çok yüksektir ve bu erkek potansiyel partner arayışına/taramasına devam eder, seksüel radarları potansiyel partnerlerin tüm sinyallerini algılar ve karşılık verir.
Bu yüzden, Coolidge etkisi altındaki bir erkeğin seksüel olarak herhangi bir kadın tarafından bağlanması neredeyse imkânsızdır; çünkü ilişki kurduğu/birlik deneyimi yaşadığı her kadın “deneyimlenmiş-eski” bir partner haline gelirken, diğer tüm kadınlar “yeni” ve cezbedici bir partner olur. Aranan kadın/partner, mevcut eşten daha güzel veya daha çekici bir kadın değildir, sadece “yeni” bir kadındır ve her “yeni” kadın, bu erkek için cezbedici bir partnerdir.
Bu nedenle, aldatılan kadınların “Benden daha güzel miydi?” veya “Bende olmayan ne vardı ki beni aldattı/n?” şeklindeki soruları, Coolidge etkisi altındaki erkekler açısından anlamsızdır. Aldatma, daha güzel birini bulmak için değil, “yeni” birini bulmak için gerçekleşir. Fakat her yeni partner hızla eskitildiği için potansiyel partner arayışı devam eder ve bir kısır döngü oluşur, ta ki erkek biyolojik olarak tükenene kadar [bu durumda da kompanzasyon için cinsel tacizlere başvurabilir].
Bu yüzden, Coolidge etkisi kadınların bedensel yatırımlarını çoğunlukla anlamsızlaştırır. Kozmetik ve estetik sektörünün pompaladığı “ideal beden” algısı, kadınları hem maddi hem psikolojik olarak yormakta ve aldatmanın da önüne geçememektedir. Çünkü aldatmanın nedeni bedensel alandaki eksiklik değil, ruhsal ve sosyal alandaki eksikliklerdir.
SONUÇ
Eğer bir kadın, Coolidge etkisi altındaki eşini bedensel özellikleriyle –yani bedenine yatırım yaparak– bağlamaya çalışıyorsa, kendisini kaybedeceği kesin olan bir rekabete sürüklemiş demektir. Çünkü Coolidge etkisi altındaki bir erkek için, eşi, birlik deneyimi yaşandıktan sonra “eski” bir partner hâline gelirken, yeryüzündeki tüm diğer kadınlar “yeni” ve dolayısıyla daha cazip potansiyel partnerler olur. Dünya güzeli bile olsa, bu döngüden kaçamaz. Güzellik sadece kılavuzluk döneminde [ilk çekim/yönelme için] işe yarar, birlik deneyimi yaşandığı an anlamını yitirir. Kaldı ki bir kadın ne kadar güzel ve çekici olursa olsun, zamanla yaşlanacak, bedeni deforme olacak ve fiziksel olarak rekabet gücünü kaybedecektir. Ancak bunlar gerçekleşmeden önce bile, “yeni” partner karşısında cazibesini yitirmiş ve [kendi kendine başlattığı] yarışı/rekabeti kaybetmiş olur.
Coolidge etkisi, aldatmanın nedeninin fiziksel eksiklikten ziyade, ruhsal ve sosyal bağlardaki zayıflık olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla çözüm, ancak sosyal ve ruhsal alanlara yapılacak yatırımlarla mümkün olabilir. Eşlerin yalnızca cinsel değil, aynı zamanda duygusal ve sosyal partner de olabilmeleri gerekir. Cinsel bağ elbette önemlidir; ancak bu bağ süreli ve kırılgandır. En güçlü ve kalıcı olan, duygusal ve sosyal bağdır (3).
Eğer eşinizle hem cinsel, hem duygusal hem de sosyal partner olmayı başarmışsanız ve bu bütünlüğü etik ilkelerle de destekliyorsanız, evliliğinizi etik, psişik, lirik ve erotik dört ayak üzerinde bina etmişsiniz demektir. Bu durumda korkmanıza gerek yoktur.
KAYNAKLAR
1)Fiorino DF, Coury A, Phillips AG. Dynamic changes in nucleus accumbens dopamine efflux during the Coolidge effect in male rats. J Neurosci 1997;17:4849-55.
2)Koukounas E, Letch NM. Psychological Correlates of Perception of Sexual Intent in Women. The Journal of Social Psychology, 2001;141:4:443-56.
3) Zeki Bayraktar. Bilimsel Veriler Işığında Sansürsüz Cinsellik, 2024, s.129-134