Hindistan Pakistan Gerilimi Tırmanırken Türkiye’den Kritik Hamle!

Hindistan Pakistan Gerilimi Tırmanırken Türkiye’den Kritik Hamle!

Keşmir’de gerçekleşen ölümcül terör saldırısının ardından gelen misilleme niteliğindeki cezalandırma önlemleri iki ülke arasındaki gerginliği tırmandırdı.

#hindistan #pakistan #gerilim
Keşmir’de gerçekleşen ölümcül terör saldırısının ardından gelen misilleme niteliğindeki cezalandırma önlemleri iki ülke arasındaki gerginliği tırmandırdı.

Leşker-i Tayyibe ve Keşmir Direnişi
22 Nisan 2025’te, silahlı kişiler Hindistan yönetimindeki Jammu ve Keşmir’deki popüler turistik yer Pahalgam’da yirmi altı kişiyi öldürdü ve on yedi kişiyi yaraladı. Keşmir Direnişi olarak da bilinen Direniş Cephesi (TRF), bölgenin son yirmi yıldaki en ölümcül saldırısının sorumluluğunu üstlendi. TRF, 2008 Mumbai saldırılarından sorumlu Pakistan merkezli Leşker-i Tayyibe’nin bir kolu olarak faaliyet gösteriyor.
Leşker-i Tayyibe 1987’de kurulan Pakistan merkezli bir örgüt. Saf, temiz ordu anlamına gelen Leşker-i Tayyibe’nin hedefi cihadın Allah’ın emrettiği üzre yapılması, gerçek dinin vaaz edilmesi ve İslâmî kaideler üzerinde yeni bir neslin eğitilmesi olarak belirlenmiş. Hindistan ile temel çatışma kaynağı olan Keşmir’i kurtarmayı ve gerekli olan her türlü yolu kullanarak Pakistan ile birleştirmeyi amaçlıyor.
Leşker-i Tayyibe, 1993’ten bu yana Hint birliklerine ve sivil hedeflere yönelik çok sayıda geniş çaplı saldırı da dahil olmak üzere operasyonlar gerçekleştirdi. Örgüt ayrıca Afganistan’daki Koalisyon Güçlerine de saldırdı. Hindistan’ın Mumbai kentinde altı ABD vatandaşı da dahil olmak üzere 166 kişinin öldüğü ve 300’den fazla kişinin yaralandığı Kasım 2008 terör saldırılarından sorumlu.
Leşker-i Tayyibe; 26 Aralık 2001’de ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından Göçmenlik ve Vatandaşlık Yasası’nın 219. maddesi uyarınca Yabancı Terör Örgütü olarak tanımlandı. Daha önce, 20 Aralık 2001’de ABD Dışişleri Bakanlığı, 13224 sayılı düzenlenmiş şekliyle Başkanlık Kararnamesi uyarınca Özel Olarak Belirlenmiş Küresel Terörist olarak tanımlamıştı. Bunun sonucunda, ABD yargısına tabi olan tüm mal varlık ve gelirlerine bloke konulup ABD vatandaşı ve sakinlerinin adı geçen örgüt ile herhangi bir işlem yapması yasaklandı. Bu örgüte bilerek maddi destek veya kaynak sağlamak veya sağlamayı planlayıp buna teşebbüs etmek suç olarak kabul ediliyor.
İki ülke arasındaki sorunun kaynağı
Hindistan’ın 2019’da bölgenin özerk statüsünü iptal edip Jammu ve Keşmir’i birleştirmesinden bu yana şiddet eylemleri azalmasına azaldı ama tarihsel olarak tartışmalı olan ve Pakistan tarafından da talep edilen bölge, Hindistan ve Pakistan güçleri arasında ara sıra çatışmalar ve militan grupların periyodik saldırılarıyla bir çatışma noktası olmayı sürdürdü. İki ülke arasındaki problem İngiliz sömürge yönetiminin mirası. Hindistan ve Pakistan arasındaki çatışma, Hindistan Bağımsızlık Yasası’nda yer alan 1947 Britanya Hindistan’ının bölünmesinden kaynaklandı.
Pakistan ve Hindistan arasındaki sınır çatışmalarının temelinde özellikle Keşmir sorunu yatıyor. 1947’de İngiltere’nin Hindistan’dan çekilmesiyle beraber Hindistan ve Pakistan iki ayrı devlet olarak kuruldu. Ancak o dönem prenslikler, yani yarı bağımsız bölgeler, Hindistan’a mı yoksa Pakistan’a mı katılacaklarına karar vermek zorundaydılar. Keşmir ise Müslüman çoğunluklu bir bölge olmasına rağmen, hükümdarı bir Hindu olan Maharaja Hari Singh, Hindistan’la birleşmeyi tercih etti. Bu karar hem yerel halkta hem de Pakistan’da büyük öfkeye yol açtı.
1947-48’de İlk Keşmir Savaşı çıktı. Sonuçta, Birleşmiş Milletler araya girerek bir ateşkes sağladı ve Keşmir fiilen ikiye bölündü: bir kısmı Hindistan’ın, bir kısmı Pakistan’ın kontrolüne geçti Bugün “Azad Keşmir” ve “Cammu ve Keşmir” olarak bilinir.
1965 ve 1999 arasında Keşmir merkezli iki büyük savaş 1965 Savaşı ve 1999’daki Kargil Savaşı yaşandı. İki ülke de nükleer güç sahibi olduğundan, günümüzde çatışmalar tam ölçekli savaşlara dönüşmese de sınırda LoC/Line of Control hattında sürekli küçük çatışmalar özellikle yaşanıyor.
İki ülke arasındaki temel anlaşmazlık nedenleri
Pakistan, Müslüman nüfusu çoğunlukta olduğu için Keşmir’in kendisine ait olduğunu savunuyor. Hindistan ise Keşmir’i ayrılmaz bir parçası olarak görüyor. Her iki tarafta da güçlü bir milliyetçi kamuoyu baskısı var. Özellikle seçim dönemlerinde liderler Keşmir meselesini daha agresif şekilde kullanabiliyor. Hindistan’dan Pakistan’a akan büyük nehirler Keşmir bölgesinden doğuyor. Bu yüzden Pakistan, Hindistan’ın suyu silah olarak kullanabileceğinden endişe ediyor. Hindistan, Pakistan’ı Keşmir’deki ayrılıkçı gruplara destek vermekle suçluyor. Pakistan ise bu grupları “özgürlük savaşçıları” olarak görüyor. Neticede bu çatışmanın temelinde tarihsel travmalar, din temelli kimlik sorunları, coğrafi strateji ve milliyetçi siyaset bulunuyor.
Hindistan’ın 2019’da Jammu ve Keşmir’in özerk statüsünü kaldırıp bölgeyi doğrudan merkezi yönetime bağlamasından bu yana, bölgede şiddet olayları azaldı, ancak Keşmir, tarihsel olarak hem Hindistan hem de Pakistan arasında tartışmalı bir bölge olmaya devam ediyor. Hâlâ ara sıra iki ülke askerleri arasında çatışmalar yaşanıyor ve militan gruplar zaman zaman saldırılar düzenliyor.
Bu uzun süren sorun, İngiliz sömürge yönetiminin mirasına dayanıyor. 1947’deki Hindistan’ın bölünmesi yani Britanya Hindistan’ının Hindistan ve Pakistan olarak ayrılması, beraberinde Keşmir sorunu gibi çözülmemiş problemler bıraktı. Bu bölünmeyle birlikte Keşmir’in hangi ülkeye katılacağı net olarak belirlenmemişti ve bu belirsizlik, bugüne kadar devam eden sınır çatışmalarının ve siyasi gerginliğin temel kaynağı oldu.

Hindistan’ın kontrolündeki İndus nehrinin Pakistan için önemi nedir?

Turistlere yönelik terör saldırısının ardından Hindistan, tek işlevsel kara sınır kapısını kapattı ve önemli bir su paylaşım İndus anlaşmasını askıya aldı. Hindistan yönetiminin bu kararı hiç şüphesiz Pakistan’ı ciddi anlamda etkileyebilecek bi idari tasarruf.
Bir nehir İndus iki ülkeye hayat vermeye devam ediyor. Hindistan topraklarından çıkan İndus Nehri, Pakistan için hayati bir yaşam kaynağıdır. Pakistan tarımının belkemiğidir. Neden mi? Çünkü Pakistan topraklarının büyük bölümü kuraktır veya yarı kuraktır. İndus Nehri ve kolları, ülkenin en verimli tarım bölgelerine (özellikle Pencap ve Sindh) su sağlar. Pakistan’ın tarımsal üretiminin yaklaşık %80’i doğrudan İndus Nehri’ne bağlıdır. Yani, bu nehir olmadan Pakistan’ın gıda üretimi çok ciddi zarar görür.

Pakistan nüfusunun milyonlarca insanı, günlük içme, temizlik ve kullanım suyu ihtiyacını doğrudan İndus’tan karşılar. Özellikle kırsal bölgelerde alternatif su kaynakları çok sınırlıdır. İndus Nehri üzerinde kurulu hidroelektrik santraller, Pakistan’ın elektrik üretiminin önemli bir bölümünü sağlar. İndus nehri sadece su değil, aynı zamanda enerji kaynağıdır.

Tarım ve enerji, Pakistan ekonomisinin temel taşlarıdır. Eğer İndus Nehri’nde su azalırsa, tarım zarar görür, gıda fiyatları artar, elektrik üretimi düşer, bu da ekonomik krizlere ve toplumsal huzursuzluklara yol açabilir. İndus’un doğduğu yer Hindistan kontrolündeki bölgelerde olduğu için Pakistan, su açısından Hindistan’a bağımlı bir durumdadır. Bu da suyu, Pakistan için bir ulusal güvenlik meselesi haline getiriyor.
Pakistan genelinde, ülke tarımının çoğunun dayandığı İndus sularının Hindistan tarafından önerilen blokajı konusunda artan endişeler var.1960 yılında Dünya Bankası tarafından aracılık edilen anlaşma, yıllar boyunca tam ölçekli askeri çatışmalara ve diplomatik bozulmalara maruz kaldı. Askıya alınması benzeri görülmemiş bir durumdur ve iki nükleer silahlı komşu arasındaki zaten gergin bir ilişkide önemli bir dönüm noktasıdır.
TSK ikili askeri anlaşmalar kapsamında Pakistan’da
İki ülke arasındaki sınır çatışmalarının kapsamlı bir savaşa dönüşme potansiyeline karşı Pakistan ordusunun, Hindistan’ın askeri eylemliliğine karşı hazırlıklı olduğu anlaşılıyor. Nitekim geçtiğimiz iki hafta içinde, doğu sınırında önemli bir kuvvet seferberliği başlatan Pakistan ordusunun, Çin’den yeni alınan HQ-9 hava savunma sistemlerini stratejik noktalara konuşlandırdığı ve uçaksavar ve füzesavar yetenekleri önemli ölçüde artırdığı görülüyor.

Ayrıca Türkiye’nin, Pakistan’a diplomatik ve lojistik destek sözü verdiği, Türk insansız hava araçları ve elektronik harp sistemlerinin sessizce Pakistan’ın eline geçtiği savunma sanayi sektöründe konuşulduğu belirtiliyor. Pakistan’ın mali açıdan da savaş fonunu güçlendirdiği, Pakistan’ın pozisyonuna sempati duyan Orta Doğulu özel kişiler ve kurumlardan 4 milyar doların üzerinde acil durum fon sağlandığı söyleniyor. Bu fonların, silah, yakıt ve kritik askeri malzemelerin acil tedariki için ayrıldığı bildiriliyor.

Türkiye ve Pakistan, özellikle Güney Asya ve Orta Doğu’da ortak jeopolitik çıkarlara sahip ve bu savunma iş birliği, stratejik bağları güçlü. Ortak fabrikanın kurulması, özellikle silahlanma alanında Batılı güçlere bir alternatif sunarak bölgesel dinamikler için de sonuçlar doğurabileceği ortada. Türkiye’nin küresel sahnedeki etkisini artırmaya çalıştığı bir zamanda, Türkiye’nin Pakistan ile müşterek savunma sektöründe üretime geçmesi oldukça önemli.
Bölgeden son gelen haberlerde Pakistan Ordusunun, Hindistan sınırına askeri sevkiyat yapmaya devam etiği bilgisi var. Pakistan Kaynaklarına göre Türk Hava Kuvvetlerine bağlı 6 C 130 Hercules nakliye uçağı İslamabad askerî üssüne indi. Demek ki Timur’un torunları sınır tanımıyor. Bakalım Bangladeş, Hindistan ve Pakistan’ı ay yıldızlı bayrağın altında birleştirecek yeni Babür Şah kim olacak?
Ömür Çelikdönmez / ENP
Gerekçeli Kaynakça
https://www.lankaenews.com/news/4408/en

Leşker-i Tayyibe (LET)


https://www.gzt.com/mecra/lesker-i-tayyibe-orgutu-3514485
https://www.middleeasteye.net/opinion/india-and-pakistan-headed-war-are
https://www.cfr.org/global-conflict-tracker/conflict/conflict-between-india-and-pakistan
https://www.nytimes.com/2025/04/26/world/asia/india-pakistan-military-kashmir-attack.html
https://www.rferl.org/a/india-pakistan-war-nuclear-kashmir-modi-water-treaty/33396913.html
https://x.com/ConflictTR/status/1916563137073217850?t=jjuEYNL9IdeIXTO6YJymvw&s=19
https://x.com/temmuz1919/status/1916542402623410239?t=VKwqRnPLRufjyyeAfNdQZg&s=19
https://www.theguardian.com/world/2025/apr/25/kashmir-attack-pahalgam-india-pakistan-army-chief-visit-srinagar

Pakistan Unveils AZB-81LR Guided Bomb For Turkish Bayraktar TB2 Drones


https://armyrecognition.com/news/army-news/2025/tuerkiye-and-pakistan-establish-joint-factory-for-production-of-kaan-fighter-jet
https://www.pbs.org/newshour/world/indian-military-says-pakistani-troops-fired-at-border-positions-in-disputed-kashmir-region

admin
Sosyal Medya

admin

1953 yılında Edirne'de doğdu. İstanbul Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu. 11 yılı lise müdürlüğü olmak üzere 25 yıl öğretmenlik yaptı ve 2001 yılında Milli Eğitim Bakanlığı'ndan emekli oldu. Üniversite yıllarından beri hobi olarak çeşitli yerel ve ulusal basında köşe yazarlığı yaptı. İlk kitabı olan 'BAŞARI HİKAYELERİ' 14 Haziran 2018'de yayımlandı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Gönder
Haber İhbar Hattı
Haber İhbar Hattı..
Lütfen Sağ Alttaki Gönder Butonunu Tıklayınız.