Selçuk Temelatan Yazdı: Mezar Taşlarında Hançer, Kama Kılıç Sembolü
MEZAR TAŞLARINDA HANÇER, KAMA,KILIÇ
SEMBOLÜ
*
Konuya başlamadan önce “Hançer nedir?” sorusunu kısaca cevaplayalım. Hançer, yakın döğüşte kullanılan, kesici gövdesi bazen tek, genellikle çift ağızlı olan, düz ya da kavisli bir şekilde sonuçlanan sivri uçlu bir silâhtır. Kesici gövdesi düz olanlar ‘kama’ olarak da adlandırılır.Fot-4.
*
Üzerine hançer, kama ya da kılıç gibi motiflerin işlendiği mezarlar iki şekilde karşımıza çıkmaktadır. Birincisi üstü açık lahitler. Bunlara tekne lahit de denmektedir. ikincisi taş sandukalar.
a-) Üstü açık lahitler, Bu mezarlarda islâmi geleneklere uygun olarak defin toprak altında yer almaktadır. Mezarın yerini belirlemek üzere, etrafına dikdörtgen bir er eve yapacak şekilde dört parça halinde taş yerleştirilmiştir. Dikdörtgen prizma şeklindeki taş levhaların bir tekne meydana getirecek şekilde birbirine bağlanması ile lahit kısmı oluşturulmuştur. Lahitin içi toprak ile doldurulmuş ve üstü açık bırakılmıştır. Fot. 1
*
b-) Taş sandukalar, Sandukalar ayak tarafı dar, baş tarafı daha geniş olmak zere yaklaşık dikdörtgen formunda bir alt kaide üzerinde bir oturtmalık ve bunun üzerinde yer almaktadırlar. Kaide ve oturtmalık kısımlarında olduğu gibi sandukaların da ayak tarafları dar, baş tarafları geniştir. Bu nedenle uzun kenarlar eşit olmakla birlikte, birbirine paralel değildir. Ayak ve baş tarafındaki kısa kenarlar birbirine paraleldir. Fot.2
*
Gerek açık lahitler, gerekse taş sandukalar beyaz mermerden yapılmış olup, üzerleri alçak kabartma tekniğinde süslenmiştir.Fot-1-2
*
Mezar taşı, açık lahit ya da taş sandukanın; altında yatan kişiyi temsil ettiğini düşünürsek, lahit ve sanduka üzerine nakşedilen hançer motifinin de kişinin bel kısmına isabet edecek şekilde sağ ve sol tarafına yerleştirmesi, hatta bir kuşak zerine yerleştirmesi gerçeğe çok uygundur. Hatta hançerlerin kını içinde tasvir edilmesi de artık kullanılmadıklarına işaret etmektedir. Eski Türklerde kılıç, geleneksel birçok toplumda olduğu gibi, güç ve hâkimiyet sembolü olarak egemenlik figürü şeklinde hem hayatta hem de ölümde etkin bir motiftir. Cumhuriyet öncesine bakıldığında tahta çıkan Osmanlı hükümdarının kılıç kuşanma merasiminde görüldüğü gibi kılıç ve hâkimiyet arasındaki kültürel kod sürdürülmüştür. Eski Türklerde kılıç, hem hukukî hem de dinî bir sembol koduna sahipti.
*
Bu kapsamda, mezar taşlarında kılıcın bir motif olarak kullanıldığı görülmektedir. Yaşamda kılıca önem veren Türkler, ölümlerinde de kılıçlarından vazgeçmemişler; ölülerini kılıçlarıyla birlikte gömmüşler, mezar taşlarını kılıç motifleriyle süslemişlerdir. Kılıç, gündelik yaşamın bileşenlerinden biri olduğu dönemlerde yalnızca yaşayanların bir aksesuarı olarak belirgin değildir. O, aynı zamanda mezarlarında ölülerin kimliğinin bir tamamlayıcısı olarak metaforik bir anlatı aracıdır. Mezar taşlarında ‘kılıç’, ölen kişinin kahramanlığı ile alakalı olduğuna dair görüşler mevcuttur. Kesici silahlardan en çok işlenen silah kılıçtır. Mezar taşının üzerine bezenmiş bir kılıç o insanın ne kadar yiğit bir insan olduğunu göstermek için yapılmıştır. Kılıç bezemesi, erkek mezar taşları üzerine işlenen bezemelerin başında yer almaktadır. . Kılıç gücün, hakimiyetin, adaletin, cesaret ve yiğitliğin, ihtiyat ve yok etmenin sembolüdür. Kılıç veya hançerde olduğu gibi, herhangi bir şeyi bölmeyi, herhangi bir şeyle alakayı kesmeyi de anlatır. Şehitliğin de sembolüdür.Fot-3.
Kaynak: Selçuk Temelatan