Reşat Nuri Erol Yazdı: Sistem arayışı; Süleyman Karagülle-Adil Düzen-3

Sistem arayışı; Süleyman Karagülle-Adil Düzen-3
Önceki yazılarla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam edelim…
“Dışardan bakanlar bu Kooperatifi (Akevler Kredi ve Yardımlaşma Kooperatifi) daha çok bir yapı kooperatifi gibi algılasalar da kurucularının hedefi ve niyeti sadece ev yapmaktan ibaret değildi. Asıl gaye, ahlaki bir zemin üzerinde gerçekleştirilecek çok daha detaylı faaliyetlerdi. Bu husus, Kooperatifin Ana Sözleşmesinde şöyle ifade ediliyordu:
“Ortaklığın gayesi, çalışmada ve yaşamada birbirleri ile anlaşabilecek kimseleri bir araya getirerek aralarında iktisadî, içtimâî, ilmî ve ahlâkî dayanışmayı ve yardımlaşmayı gerçekleştirmektir.”
Burada en ilginç noktalardan biri Kooperatif mensupları arasındaki ihtilafların önce hakemlere götürülme mecburiyeti idi. Hakemlerini herkes kendisi seçiyordu. Hakemlerin ortak kararı bağlayıcı idi. Hakemler anlaşamazlarsa birlikte tespit ettikleri başhakemin kararı bağlayıcı hale geliyordu. Hakemlere başvurmadan mahkemeye başvurulamayacağı Ana Sözleşmeye yazılmıştı ve bu hükümler Bakanlık tarafından onaylanmıştı. Hakem işi büyük bir yenilikti aslında.
Ahlaki zemini de Kur’an esaslı çalışmalarla ortaya koyma hedefi vardı. Başlangıçta, Kooperatifin kuruluş işlemleri sırasında kurucuları rüşvet mekanizmasının içine çekmeye çalışanlar oldu. Kuruluş bu yüzden akamete uğramak üzereydi. Oysa rüşvetle mücadele zaten hedeflerinden biri olan kurucular için bu kabul edilemezdi. Neyse ki konuyu Ankara’ya intikal ettirerek Bakanlıklar seviyesinde halledecek kimseler vardı. Böylece bürokrasinin ortaya çıkarmaya çalıştığı ilk badire atlatılmış oldu.
Yine de şunu söylemeliyim. Akevler’in Akyol Neşriyat ve Matbaacılık, Aksanayi ve Akkent gibi farklı teşebbüsleri de oldu. Bütün bu oluşumlarda bürokrasiyle ve rüşvetle mücadele etmek zorunda kaldı kurucular.
Akkent Kooperatifi’nin tek katlı evlerden oluşan bir site kurmak niyetiyle aldığı, 367dönümlük, üzerinde sadece tek bir ağaç bulunan tapulu arazisi, haritalar üzerinde değişiklikler yapılarak orman statüsüne alındı ve tapu sahibi Kooperatife herhangi bir bedel ödenmedi. Bu konu ile ilgili bazı memur ve bilirkişilerin rüşvet talebinde bulunduğu iddiaları konuşuldu o sıralarda. Araziyi kaybetme pahasına bu tür talepleri olumsuz cevapladı Süleyman Karagülle ve arkadaşları. Daha sonra bu konuda açılan davalar da bildiğim kadarıyla sonuç vermedi. Tam bir Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi konusuydu bu dava ama niçin iş oralara intikal ettirilmedi, tam bilmiyorum. Çok yüksek dava harçlarıydı belki sebep. Bu haksız tasarruf yüzünden çok sayıda Akkent ortağı mağdur oldu.
Kurucuların hedefleri arasında faizli muamele yapmamak belki en önde gelen husustu. Bunun için, yapılan işin karakterine göre enflasyondan etkilenmeyecek bir birim seçmek gerektiği fikri öne çıktı. İnşaat işlerinde bunu demir ve çimento esaslı bir birimle göstermek gibi bir yol bulundu. 10 kg demir ve bir torba çimentoya “1 DÇ” denildi. Artık herkesin yatırdığı para ya da yaptığı harcama hatta verdiği mesai bu birimle kayıt altına alındı. Böylece enflasyona karşı bir kalkan oluşturulma yolunda ilk adımlar atılmış oldu.
Faize bulaşmak istemeyenlerin en büyük handikabı kredi kullanımında ortaya çıkıyordu. Faizli kredi kullanmak istemeyenler ekonomik olarak büyüme imkanını kaybediyordu. Oysa faizli kredi kullananlar alabildiğine büyüyor ve faizli sistem gittikçe yaygınlaşıyordu. Faize karşı olmak, sözde kaldığı müddetçe bir kıymet ifade etmiyordu. Faizli kredi kullanmak olmazdı ama bir alternatif geliştirmek gerekiyordu. İşte Akevlerde oluşturulmaya çalışılan sistem aynı zamanda faizsiz ortaklık ve kredileşme sisteminin esaslarını da ortaya koymaya matuftu. Nitekim ilerde Alternatif Faizsiz Banka – Selem ve Kredileşme adıyla bir kitap da neşredecekti Süleyman Karagülle.
Bu işe o kadar ehemmiyet verilmişti ki 1987 yılında Akevler, bir heyet halinde önce Necmettin Erbakan’a sistemi anlatma fırsatı buldu.” (Devamı var… Bu vesileyle 24 Mart 2021’de vefat eden Süleyman Karagülle ve diğer hocalarımızı da anmış oluyoruz…)
Kaynak: Reşat Nuri Erol

admin
Sosyal Medya

admin

1953 yılında Edirne'de doğdu. İstanbul Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu. 11 yılı lise müdürlüğü olmak üzere 25 yıl öğretmenlik yaptı ve 2001 yılında Milli Eğitim Bakanlığı'ndan emekli oldu. Üniversite yıllarından beri hobi olarak çeşitli yerel ve ulusal basında köşe yazarlığı yaptı. İlk kitabı olan 'BAŞARI HİKAYELERİ' 14 Haziran 2018'de yayımlandı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Gönder
Haber İhbar Hattı
Haber İhbar Hattı..
Lütfen Sağ Alttaki Gönder Butonunu Tıklayınız.