Şakir Uysal Yazdı: Şaman Tıbbı: Doğanın Gizemli Nabzı

Şaman Tıbbı: Doğanın Gizemli Nabzı

İnsanın hastalıkla sınandığı her çağda, doğayla konuşan insanlar vardı. Onlar tıbbı yalnızca bedensel bir iyileştirme sanatı değil, ruhla beden arasındaki bağın yeniden kurulması olarak gördüler. İşte şamanlar, bu bağın rehberleriydi. Yarayı bitkiden, dermanı da rüyadan bulan bu bilgelik, yalnızca bir iyileştirme yöntemi değil, doğanın diline kulak vermekti.

Şaman tıbbı, otların yalnızca kokusunu değil, ruhunu da tanır. Tedavi bazen bir kök çayıyla yapılır, bazen bir ateş başında söylenen şarkıyla. Şaman, hastalığı bir ruhsal kopuş olarak görür; ruhu bedene geri çağırmak için davul çalar, tütsü yakar, doğayla bir olur. Bir yılanın izinden, bir kuşun ötüşünden alametler çıkarır. Çünkü şaman için doğa, her zaman konuşur; mesele onu duyabilmektir.

Bu tıp sisteminde bilgi kitaptan değil, görümden gelir. Rüyalar, trans hâlleri, ataların fısıltıları şamanın en derin kitaplarıdır. Dağlar, ağaçlar, yıldızlar; hepsi birer eczane, hepsi birer öğretmendir. Hastalığın adı çoğu zaman “soğuk almış ruh”tur, tedavi ise “sıcak bir bağ kurmak.” Bu yüzden şaman, hekim değil; ruhsal rehberdir.

Topluluk içinde şamanın yeri özeldir. O, hem doğanın sırlarını bilir hem insanın içindekini görür. Sadece hastalıkta değil, doğumda, ölümde, berekette, kuraklıkta da onun bilgeliğine başvurulur. Şamanın bildiği tıp, yalnızca iyileştirmez; yaşamın kutsal döngüsünü hatırlatır. Bu yüzden onun dokunuşu, yalnızca yara üzerine değil, zamanın kalbine de yapılır.

Bugün modern bilim bu bilgilerin çoğunu anlamakta zorlanır. Ancak şaman tıbbı hâlâ bazı yerlerde yaşıyor – Altaylarda, Amazon ormanlarında, Anadolu’nun eski hatıralarında… Doğanın sesini dinleyen her kulakta yankılanmaya devam ediyor. Çünkü şaman tıbbı, aslında bize şunu hatırlatır: İyileşmek, hatırlamaktır. İnsanla doğanın bir olduğunu yeniden hatırlamak.
Kaynak:

admin
Sosyal Medya

admin

1953 yılında Edirne'de doğdu. İstanbul Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu. 11 yılı lise müdürlüğü olmak üzere 25 yıl öğretmenlik yaptı ve 2001 yılında Milli Eğitim Bakanlığı'ndan emekli oldu. Üniversite yıllarından beri hobi olarak çeşitli yerel ve ulusal basında köşe yazarlığı yaptı. İlk kitabı olan 'BAŞARI HİKAYELERİ' 14 Haziran 2018'de yayımlandı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Gönder
Haber İhbar Hattı
Haber İhbar Hattı..
Lütfen Sağ Alttaki Gönder Butonunu Tıklayınız.