Merhum Prof.Dr. M. Es’ad Coşan Yazdı: Samimiyetin Etkisi

SAMİMİYYETİN ETKİSİ

Bizim fakültede, bir talebem geldi karşıma…
Kapıyı çaldı.
Biz tabii, hoca olduğumuz için, her talebe ile yüz-göz olmuyoruz ama, bazıları özel gelirse ilgileniyoruz onlarla
“–İçeri girebilir miyim hocam?..” dedi.
“–Buyur gir!” dedim.
Sakallı bir çocuk…
“–Sizinle konuşmak istiyorum…” dedi.
“–Buyur, konuş!” dedim.
“–Hocam! Babam beni evden koğdu, evlatlıktan reddetti” dedi.
“–Eyvah! Neden?..”
“–Sakal bıraktım diye beni evlâtlıktan reddetti.”
“–Nedir babanın mesleği?..” dedim.

Çalgı imalcisi imiş. Hoşuna gitmemiş oğlunun sakal bırakması, dindar olması… Evlatlıktan reddetmiş.

“–E, ne yapıyorsun şimdi?..” dedim.

Evden atılmış çocuk, açıkta kalmış. Yardımcı olayım dedim.

“–Yok… Mâlî durumum iyi, mâlî destek istemem. Bir evde kalıyorum. Yalnız, durum bu…” dedi.
Ben ona dedim ki:
“–Anne baba rızâsı çok önemlidir, sen onlara bir mektup yaz!” dedim. Allah söyletti bana…

“Mektupta çok güzel bir üslûb kullan!..

De ki: ‘Sevgili ve değerli, muhterem, başımın tâcı annem, babam!.. Ellerinizi öperim, ayaklarınızı öperim. Benim dinim, benim İslâmî inancım bana, size güzel evlatlık yapmayı emrediyor. Ben onu yapmak istiyorum. Siz bana lütfen bu fırsatı verin!..
Siz bana kızdınız, evinizden attınız; müsaade edin ben sizin elinizi öpeyim, ayağınızı öpeyim, size hizmet edeyim!.. Size güzel evlatlık yapayım… Bunu istiyorum. Amma, ne olursunuz benden Allah’a âsî olmamı istemeyin!..
Allah’ın yolundan dönmemi istemeyin!.. Allah’ın emirlerini tutmamamı istemeyin benden… O zaman mecbûren, belki parçalanarak Allah’ın yolunu tercih ederim. Çünkü o alemlerin Rabbidir, benim Hâlikımdır; siz vız gelirsiniz. Allah’ın sözünü tutarım, size itaat etmem. Ne olur beni bu durumda bırakmayın, müşkül durumda bırakmayın!.. Ben size hizmet etmek istiyorum.’ filân diye yaz!” dedim.

Demek iyi niyetle geldi çocuk ki, Allah bunu bana söylettirdi.
“–Peki hocam!” dedi, gitti.
Aradan birkaç ay geçti. Yanında tepeden tırnağa örtülü, elleri eldivenli, bol maksi mantolu bir genç kız vardı. Yine kapıyı çaldı.
“–Hocam, girebilir miyiz?..”
“–Buyurun!” dedim.
Yanında da baktım bir kız var, çok güzel kapalı… Herhalde bizim talebe evleniyor galibâ diye düşündüm.
“–Hocam, bu kızı tanıyor musunuz?”
“–Tanımıyorum. İlk defa görüyorum, nerden tanıyayım?” dedim.
“–Bu benim kızkardeşim… Hani siz bana bir mektup yazın demiştiniz ya, ben o mektubu sizin söylediğiniz şekilde yazdım. Benim mektup evde bomba gibi patlamış, darmadağın olmuş ev… Annem ağlamış, babam ağlamış, kardeşlerim ağlamış.” dedi.

Mektuptaki samîmiyetten baba yola gelmiş, affettim demiş. Bizim talebe eve gitmiş, barışmışlar elhamdü lillâh… Biraz daha zaman geçti, çocuk bir daha geldi karşıma…
“–Hocam girebilir miyim?..”
“–Gir içeri!..”
“–Hocam müjde!..” dedi.
“–Hayrola!..” dedim.
“–Annem, babam, kardeşlerim hepimiz hacca gidiyoruz.” dedi…

Kaynak: Prof.Dr.M.Es’ad Coşan
(11.02.1995 Adana sohbetinden…)

admin
Sosyal Medya

admin

1953 yılında Edirne'de doğdu. İstanbul Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu. 11 yılı lise müdürlüğü olmak üzere 25 yıl öğretmenlik yaptı ve 2001 yılında Milli Eğitim Bakanlığı'ndan emekli oldu. Üniversite yıllarından beri hobi olarak çeşitli yerel ve ulusal basında köşe yazarlığı yaptı. İlk kitabı olan 'BAŞARI HİKAYELERİ' 14 Haziran 2018'de yayımlandı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Gönder
Haber İhbar Hattı
Haber İhbar Hattı..
Lütfen Sağ Alttaki Gönder Butonunu Tıklayınız.