Cengiz Genç Yazdı: Kardeşliğin Hedef Alındığı Cephe: İran ve 12 Gün Savaşı

KARDEŞLİĞİN HEDEF ALINDIĞI CEPHE: İRAN VE 12 GÜN SAVAŞI

Araştırmacı Yazar: Cengiz Genç
(Prof. Dr. İbrahim Öztek’in görüşlerinden derlenmiş ve yorumlanmıştır.)

“Savaşta analar ağlar, kültürel varlıklar kül olur.” Bu söz, yalnızca duygusal bir sitem değil, tarihin her döneminde tekrarlanmış trajik bir gerçeğin çığlığıdır. Bugün bu çığlık; kadim medeniyetlerin kesişim noktası olan İran coğrafyasından, tarihsel kardeşliğin hedef alındığı bir cepheden yükseliyor.

1. İran: Türk Tarihinin Coğrafyası

İran; sınır komşumuz değil, aynı zamanda tarihsel belleğimizin bir parçasıdır. Cumhurbaşkanı ve dinî lideri Türk olan bu ülke, yaklaşık 45 milyon Türk’ün yaşadığı, Türk–İslam medeniyetinin kurucu unsurlarını taşıyan bir toprak parçasıdır. Prof. Dr. İbrahim Öztek’in de ifade ettiği gibi, bu coğrafyada Partlar, Sakalar, Medler, ardından Oğuzlar, Karahanlılar, Gazneliler, Büyük Selçuklu, Safevîler, Kaçarlar ve Avşarlar devlet kurmuş; Azerbaycan’dan Horasan’a, Tebriz’den Kirman’a kadar Türk irfanı mayalanmıştır.

Perslerle Türkler bu topraklarda birbirine karışmış; İran iki milletin ortak vatana dönüşmüş mozaiği hâline gelmiştir. İran, bizim sadece geçmişimiz değil; bugünümüz ve yarınımızdır.

2. Ortak Medeniyet ve Savaşçı Ruh

İran halkı, tarih boyunca örf, anane, inanç ve mücadele ruhu bakımından Türklerle iç içe yaşamış; hem medrese hem de savaş meydanlarında aynı dualarla yola çıkmıştır. İran’ın devlet yapısı, kadim kültürü ve mukavemet gücü; İslam dünyasında nadir görülen bir süreklilik sunar.

Ne var ki bugün bu süreklilik hedef alınmıştır. İran, yıllardır sürdürdüğü nükleer enerji yatırımlarıyla sadece teknolojik değil; aynı zamanda stratejik bağımsızlık kurmaya çalışmaktadır. Kurduğu reaktörler, yetiştirdiği bilim insanları ve altyapı projeleri, dış müdahale korkusuna karşı bir “direniş hattı” oluşturur niteliktedir.

3. Nükleer Enerji Değil, Egemenlik Savaşı

Dünyayı tahakküm altında tutmak isteyen küresel güçler – başta ABD ve İsrail – İran’ın nükleerleşme sürecini “barışa tehdit” olarak sunarken, gerçekte enerji merkezli bir egemenlik savaşı yürütmektedir. İran’ın petrol ve doğal gaz rezervleri bu çatışmanın görünen nedenidir; ancak asıl hedef, İran’ın bölgede bağımsız bir aktör olarak varlık göstermesini engellemektir.

Bu savaşın adı “12 Gün” olabilir; ancak hedefi 12 yüzyıllık birikimi silmek ve bu coğrafyanın hafızasını yok etmektir.

4. İsrail ve Sessiz Oyuncular

İsrail, nükleer kapasitesini resmen açıklamasa da bölgedeki en güçlü nükleer devlettir. İran’ın bu dengeyi bozacak seviyeye gelmesini istememektedir. Bu nedenle İran hedef alınmakta, Batı medyası üzerinden karalama kampanyaları yürütülmektedir. Ancak asıl trajedi, bu savaşta İslam coğrafyasının sessizliği ve bazı komşu devletlerin bu zulme ortak olmasıdır.

Bu sessizlik, gelecekte Türk dünyasına ve Anadolu’ya uzanacak daha büyük krizlerin habercisidir.

5. Savaşın Kaybedeni: Ortak Vicdan

Bombalar yalnızca hedefleri değil; tarihi, kültürü, vicdanı ve kardeşliği de hedef alır. Tahran’da düşen bir füze, sadece bir binayı yıkmaz; Selçuklu’nun mirasını, Safevî’nin irfanını, Kaçar’ın vakarını da kül eder. Aynı zamanda Türkmen, Azeri, Afşar, Kaçar ve Karapapak soyundan gelen milyonlarca insanı bir “şüpheli unsur” hâline getirir.

Bugün İran’ın şehirlerinde ağlayan anneler, yalnızca İranlı değil; bizim analarımızdır. Küller altından çıkan her taş, bizim medeniyetimizdir. Eğer bu savaş devam ederse; kazanan taraf olmayacak, yalnızca emperyalizmin tezgâhı kazanacaktır.

SONUÇ: AKLIN VE VİCDANIN BİRLİĞİ

İran’ı yalnız bırakırsak; yarın Türkiye aynı yalnızlığa mahkûm edilir. Bugün İran’ın nükleer tesisleri hedefse, yarın Türkiye’nin madenleri, enerji kaynakları, savunma sanayii hedef alınacaktır. Bu nedenle mesele yalnızca İran meselesi değil, Türk ve İslam dünyasının kendi ayakları üzerinde durup duramayacağı meselesidir.

Bizler, Anadolu irfanının çocukları olarak biliyoruz ki:
“Kardeşlik, tehdit değil teminattır.”
“Barış, nükleer silahla değil; kültürel ve tarihî bağların korunmasıyla sağlanır.”
“Gerçek düşman; Türk’ü, Kürt’ü, Fars’ı birbirine kırdırmak isteyen küresel akıldır.”

Bu savaşta tarafımız nettir:
Ahlâk, adalet, tarihî bilinç ve kardeşlik hukuku.

📌 Kaynaklar:
1. Öztek, İ. (2024). Kardeş İran ve 12 Gün Savaşı. Anadolu Aydınlar Ocağı Yayınları.
2. Genç, C. (2025). Türk Dünyasında Stratejik Kırılmalar ve Küresel Müdahale Planları. Özgün Makale.
3. Keddie, N. R. (2006). Modern Iran: Roots and Results of Revolution. Yale University Press.
4. Hunter, S. (2010). Iran’s Foreign Policy in the Post-Soviet Era. Praeger Security International.
5. Türkiye Enerji ve Nükleer Strateji Derneği (TENSD). (2023). İran’ın Nükleer Programı ve Bölgesel Etkileri.
Kaynak: Cengiz Genç

admin
Sosyal Medya

admin

1953 yılında Edirne'de doğdu. İstanbul Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu. 11 yılı lise müdürlüğü olmak üzere 25 yıl öğretmenlik yaptı ve 2001 yılında Milli Eğitim Bakanlığı'ndan emekli oldu. Üniversite yıllarından beri hobi olarak çeşitli yerel ve ulusal basında köşe yazarlığı yaptı. İlk kitabı olan 'BAŞARI HİKAYELERİ' 14 Haziran 2018'de yayımlandı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Gönder
Haber İhbar Hattı
Haber İhbar Hattı..
Lütfen Sağ Alttaki Gönder Butonunu Tıklayınız.