Ali Koç Yazdı: Kemalizm,İngilizlerin bütün dünyaya yutturduğu tarihin en büyük yalanlarından biridir
#fikrimizolsun
Kemalizm,İngilizlerin bütün dünyaya yutturduğu tarihin en büyük yalanlarından biridir
Ve..bir yıkım projesidir, misyonu Osmanlı imparatorluğu bakiyesi nüfusun mankurtlaştırılması ve Müslüman Türk medeniyetinin yok edilmesidir.
1934 yılında çıkarılan Soyadı Kanunuyla Müslüman ve Türk kimliği edinen kripto Yahudi, Ermeni ve Pontus artığı Rumların dışındaki Kemalistler bu ülkenin,bu milletin kaybedilmiş evlatlarıdır.
NOT:
Çankaya: Atatürk’ün Doğumundan Ölümüne Kadar, Falih Rıfkı Atay:
Kemalizm, aslında büyük ve esaslı bir din reformudur. Tanrı, bir peygambere verdiği şeriatı, ikinci bir peygamberde değiştirmekle, hatta Kur’anın bir ayetindeki emrini başka bir ayette kaldırmakla hükümlerin toplum evrimini izlemesi gerektiğini göstermiştir. Fıkıh’da buna nesih diyoruz. Muhammed, son peygamber olduğuna göre, O’ndan sonra nesih hakkı insan aklına kalmıştır. Onun için İslam bilginleri, “zamanla hükümlerin değişeceği” içtihadında bulunmuşlardır. Mustafa Kemal’in yaptığı işte bu nesih hakkını kullanmaktı.
İslamda bütün şer’i meseleler iki büyük bölüme ayrılmıştır: Birinci bölüm, ahreti ilgilendirir ki ibadetlerdir: Oruç, namaz, hac, zekat! İkinci bölüm, dünyayı ilgilendirir ki bunlar da nikah ve aileye ait hükümlerle muamelat denen mal, borç, dava ilişkileri ve ukubat denen ceza hükümleridir. Kemalizm, ibadetler dışındaki bütün ayet hükümlerini kaldırmıştır.
Kaldı ki insan aklı nesih hakkını farzlar üzerine de götürebilir; zekat, kazanış ve gelir vergilerinin bulunmadığı bir devrin mirasıdır. Hac, Kabe’den faydalanan Mekkelilerin müslümanlığını sağlamak için konmuştur ve bu döviz çağında Hicaz dışındaki hiçbir yabancı müslüman halkı buna zorlanamaz. Namaz şekli de iskemle olmayan entarili halkın yaşayışına uygundur. Pantolon, etek ve hele başkasının ayağı değen yere yüz değdirmeyi yasak eden hijyen devrinde yürüyemez. Cenaze namazını neden ayakta kılıyoruz? Camiin dışında olduğu için! Bugünkü hijyen anlayışına göre Camiin içi ile dışı arasında fark yoktur.
Atatürk ibadet devrimine ezan ve namazı Türkçeleştirmekle başlamıştı. Gerçekte verdiği ilk emir ezan ve namazın Türkçeleşmesi idi. Muhafazakarların sözcülüğünü yapan İnönü, Atatürk’e yalvarmış, önce ezanı Türkçeleştirelim, sonra namaza sıra gelir, demişti. Arkadan dil ve Kur’an metni meseleleri çıkıp namazın Türkçeleşmesi gecikti idi. Atatürk sağ kalsaydı ibadet reformu olacağında da şüphe yoktu.
Falih Rıfkı Atay’ın ifadelerine göre, Kemalizm, dine ve dindışı olana karşı nötr bir tavır alan değil, aktif bir şekilde dini değiştirmeye ve gerekli gördüğü noktalarda içini boşaltarak yeniden tanımlamaya çalışan bir ideolojidir. Hatta Kemalizm’in dine müdahalesi Atay’ın ifadelerinin ilk kısmında belirtildiği gibi “ibadet dışı” ayetlerle de sınırlı kalmamakta, bu ideoloji ezan, namaz ve diğer dini pratikleri de uygun gördüğü şekilde değiştirmek istemektedir.
Dine ve dindışı olana karşı nötr bir tavır alan pasif laiklik (passive secularism) ile dine karşı reaksiyoner bir tavır içerisinde olan saldırgan laiklik (combative/assertive secularism) arasındaki farkın geniş bir incelemesi için siyasetbilimci Ahmet Kuru’nun Secularism and State Policies Toward Religion adlı kitabına başvurulabilir.
Atay, Falih Rıfkı. [1961] 2004. Çankaya: Atatürk’ün Doğumundan Ölümüne Kadar. İstanbul: Pozitif Yayınları. 429-430.
« Önceki Yazı: Tanzimat Aydınları ve Kanun İthali [Atay]
Sonraki Yazı: 6/7 Eylül olayları [Toktamış Ateş]
Kaynak: Ali Koç
- Reşat Nuri Erol Yazdı: Kur’an merkezli anayasa yapmak mümkün…-1 - Haziran 3, 2025
- Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Millet Bahçesi Teşekkürü - Haziran 3, 2025
- TÜ’de Eczacı Kadınların Başarısı - Haziran 3, 2025