Alp Durmuş Yazdı: Olacaksa Olur!
Olacaksa Olur!
’93 senesinde Fetocu bir arkadaş ODTÜ İngilizce Öğretmenliğinden atılıp boşta kalınca Ankara’da bir müddet emlâkçılık ve ansiklopedi satıcılığı yaptıktan sonra sahte psikologluğa başlamıştı.
Gazetelere verdiği “Gece İşemelerine Son”, “Cinsel Problemlerinize Çözüm”, “Sigarayı Bıraktırıyoruz” gibi ilânlarla kum gibi müşteri bulunca Mithât Paşa Caddesinde Önder Sav’ın avukatlık bürosunun yanında tuttuğu tek odalı yer yetersiz kalmaya başlamış ve Kızılay Adakale sokakta kendisi gibi bir üçkâğıtçıyla ortak 4 odalı büyük bir büro tutmuştu.
Onu ziyârete gittiğimde büro ortağı olan o vatandaşla da ahbap olduk, tıbbî cihâz işiyle uğraşan o vatandaş bana da iş bazında ortaklık teklif ettiğinden o büroda askerlik öncesi bir kaç ay takılmıştım.
Birgün nerden icâb ettiyse yolum İtfâiye (Hergele) Meydânına düştü, eski elbise satan tezgâhların arasında dolaşırken bir tezgâhta Vakko marka jilet gibi bi smokin takım gördüm. Hayâtında smokin giymiş bi adam değilim ama o zamanlar sürekli iş toplantılarına, yemeklere vs. gittiğim içün “gardrobta bulunsun” diye bugünkü parayla elli lira gibi çok komik bir paraya smokini alarak ofise geldim ve midede çıkan isyânı bastırmak içün döner almaya tekrar dışarı çıktım.
Geriye döndüğümde bir de baktım o pezo bizim smokini giymiş gramofon iğnesi gibi ortalıkta dolanıyor 😆
Zaten yapı olarak çok meraklı ve sinsi bi herif olan o Allahsız-kitapsız it bizim poşeti görünce karıştırmış ve smokini görünce de tabîi hemen giymiş. İşin garibi de smokin sanki o lâvuğa ısmarlama yapılmış gibi cuk oturmuş; kolları, paçaları ne bir santim kısa ne bir santim uzun; İlhan Şerif’e ısmarlama diktirsen ancak bu kadar olur . . .
Beni görünce sekretere iki çay söyleyip beni odasına çağırdı ve çekmeceden çıkardığı bir dâvetiyeyi gösterdi;
Ankara’daki Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Locasından gelen dâvetiye elemanın ismine yazılıydı ve elemanı pazar akşamı kendisi için yapılacak tekris törenine dâvet ediyordu.
Meğerse eleman yıllardır Mason olmak istiyormuş ve bunun alt yapısını oluşturarak (yâni her türlü pis ve ayak işlerini yaparak) isbât-ı rüşd eylemeye ve kendini kabul ettirmeye uğraşıyormuş; nihâyet tanıdığı büyükbaş Masonlar bunun liyâkât kesbettiğine kânî olarak Masonluğa kabul etmeye karar vermişler imiş. Pazar günü akşamı da elemanın Masonluğa giriş töreni varmış.
Tahmin edeceğiniz gibi benden o törende giymek üzere smokini ödünç istedi, ben de “okey” dedim.
Sonra ne mi oldu?
Hayâtı dolandırıcılık ve üçkâğıtçılıkla geçen bir pezevenge yakışanı yaparak üzerine yattı ve o smokini de bir daha görmedim 😆
Burada vermeye çalıştığım “meşaz” şu:
Bu iblis tohumu rûhunu şeytâna satmayı artık nasıl bir ihlâsla isteyip “evrene nasıl bir meşâz gönderdiyse” Allah benim gibi günâhkâr da olsa bir Müslümânı tâ ebesinin İtfâiye Meydânında bulunan bitpazarındaki o tezgâha gönderip o smokini aldırıp o dinsiz-îmânsız herifin ayağına kadar getirtti . . .
Bu kadar, bitti, daalın hadi! . . .
(Alp Durmuş)
NOT : Haa, bu arada o çakma psikolog “Kişisel Gelişim Gurusu” oldu şu anda 😆
Kaynak: Alp Durmuş
- Ali Süzen Yazdı: Sokak Köpekleri Meselesi - Haziran 9, 2025
- “Benim Annem Satılık!” - Haziran 9, 2025
- Alp Durmuş Yazdı: Olacaksa Olur! - Haziran 9, 2025