Cengiz Genç Yazdı: Mescidi Aksaya Yönelik Saldırılar ve Siyonist Zulme Karşı Uluslararası Duruşun Zorunluluğu

MESCİD-İ AKSA’YA YÖNELİK SALDIRILAR VE SİYONİST ZULME KARŞI ULUSLARARASI DURUŞUN ZORUNLULUĞU
Özet

İsrail’in Mescid-i Aksa başta olmak üzere kutsal mekânlara ve sivil hedeflere yönelik saldırıları, uluslararası hukukun, insan haklarının ve dini özgürlüklerin ağır ihlalidir. Bu çalışma, İsrail’in saldırgan politikalarının tarihsel ve ideolojik arka planını analiz ederek, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 2025 yılı Ağustos ayındaki sert uyarılarını merkeze alır. Ayrıca İslam dünyasının tepkisizliğinin yarattığı stratejik boşluklar değerlendirilerek, topyekûn bir diplomatik ve ahlaki direnişin önemi vurgulanır.

I. GİRİŞ: MABEDİ HEDEF ALAN SİYASET

2025 yılının Ağustos ayında, İsrail güçlerinin Mescid-i Aksa’ya yönelik eylemleri yeni bir kırılma noktası oluşturmuştur. Bayram günü dahi gözetilmeksizin yapılan baskınlar, Filistinli sivillere uygulanan şiddet, çocukların bile hedef alınması, yalnızca askeri değil aynı zamanda ideolojik ve dini bir saldırganlığa işaret etmektedir. Sayın Devlet Bahçeli’nin ifadeleriyle:

“Mazlumları katleden, ekmek kuyruğundaki çocukları bombalayan, yeryüzü lanetlisi ve soykırımcı İsrail’in Mescid-i Aksa’ya saygısızlığı artık bardağı taşıracak bir provokasyondur.” [1952406204820377637]

Bu saldırı, yalnızca bir mabede değil, insanlığın ortak vicdanına yöneltilmiş bir kastı temsil etmektedir.

II. SİYONİZMİN TARİHSEL KODLARI VE STRATEJİK KİRLİLİK

Siyonizm, yalnızca İsrail’in politik bir stratejisi değil; aynı zamanda dini motiflerle meşrulaştırılmaya çalışılan emperyal bir yayılmacılıktır. Bu ideolojik yapılanmanın temelinde, başka inançları ve halkları değersizleştiren bir üstünlük anlayışı yer alır.

Bahçeli’nin şu sözleri, bu yapıyı doğrudan hedef almaktadır:

“Siyonist vahşetin ve zulmün son bulması insanlığın geleceği açısından mecburiyet halini almıştır.”
“İsrail yönetiminin gözü dönmüştür, kulakları sağırdır, kalpleri mühürlüdür.” [1952394407237279987]

Bu ifade yalnızca siyasi bir eleştiri değil; Siyonist düzenin vicdani, ahlaki ve hukuki açıdan çürümüşlüğünü ortaya koymaktadır. İsrail’in 1948’den bu yana uyguladığı yerinden etme politikaları, sivil katliamlar ve dini kutsallara yönelik tahrikler, insanlık suçu kapsamında değerlendirilmelidir.

III. ULUSLARARASI HUKUKUN ÇÖKÜŞÜ VE KÜRESEL ÇİFTE STANDART

İsrail’in eylemleri;
• 1949 Cenevre Sözleşmesi’ne,
• Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarına,
• UNESCO’nun kültürel miras koruma ilkelerine,
• İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ne açıkça aykırıdır.

Ancak Batı dünyasının bu ihlallere karşı sessizliği, çifte standartlı bir hukuk sistemini ortaya koymaktadır. Uluslararası kurumlar sadece metin üretmekte; ancak İsrail’e yönelik herhangi bir caydırıcı yaptırım uygulanamamaktadır. Bu bağlamda Bahçeli’nin tespiti dikkat çekicidir:

“Dünya sağır, kör ve dilsizdir. İnsanlık ise can çekişmektedir.” [1952394407237279987]

IV. İSLAM DÜNYASININ TEK YÜREK OLMASI ZARURETİ

İslam İşbirliği Teşkilatı başta olmak üzere birçok İslam ülkesi sessizlik içerisinde olup, yalnızca diplomatik açıklamalarla tepkilerini göstermektedir. Oysa yaşananlar yalnızca Filistin’in değil, tüm ümmetin meselesidir. Devlet Bahçeli bu konuda İslam dünyasına doğrudan çağrıda bulunmaktadır:

“İslam alemi ses vermeli, canlılık emaresi göstermeli, kandan nemalanan gözü dönmüş Siyonist canavara karşı tek yürek halinde birleşmelidir.” [1952406204820377637]

Bu çağrı, yalnızca bir siyasi söylem değil; dini, tarihi ve stratejik sorumlulukların yeniden hatırlatılmasıdır.

V. SONUÇ: STRATEJİK, AHLAKİ VE KÜLTÜREL MÜCADELE

Mescid-i Aksa, yalnızca Filistin’in değil, tüm Müslümanların ve insanlık ailesinin ortak değeri ve namusudur. Bu değer, ancak aşağıdaki maddelerle korunabilir:
1. İsrail’e karşı uluslararası ekonomik ve diplomatik yaptırımların gündeme alınması,
2. İslam dünyasında Kudüs bilincinin kültürel ve akademik olarak yaygınlaştırılması,
3. İslam ülkeleri arası siyasi ve savunma iş birliğinin güçlendirilmesi,
4. Mescid-i Aksa’nın statüsünü koruyacak uluslararası bir koruma mekanizmasının kurulması,
5. İsrail’in savaş ve insanlık suçlarına karşı Uluslararası Ceza Mahkemesi nezdinde davaların açılması.

Sayın Bahçeli’nin kararlı duruşu, sadece siyasi bir iradeyi değil; tarihin vicdanına seslenen ahlaki bir duruşu temsil etmektedir. Artık çağ, yalnızca “izlemek” değil; “birlik olmak” çağıdır.

Kaynakça
1. Bahçeli, D. (2025). X açıklaması 1
2. Bahçeli, D. (2025). X açıklaması 2
3. Bahçeli, D. (2025). X açıklaması 3
4. Geneva Conventions (1949)
5. United Nations Security Council Resolutions on Israel-Palestine
6. UNESCO Reports on Cultural Heritage Violations
7. Said, E. (1979). The Question of Palestine.
8. Pappé, I. (2006). The Ethnic Cleansing of Palestine.
9. Esposito, J. (2002). Unholy War: Terror in the Name of Islam.
10. Amnesty International & Human Rights Watch Raporları (2022–
Kaynak: Cengiz Genç

admin
Sosyal Medya

admin

1953 yılında Edirne'de doğdu. İstanbul Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu. 11 yılı lise müdürlüğü olmak üzere 25 yıl öğretmenlik yaptı ve 2001 yılında Milli Eğitim Bakanlığı'ndan emekli oldu. Üniversite yıllarından beri hobi olarak çeşitli yerel ve ulusal basında köşe yazarlığı yaptı. İlk kitabı olan 'BAŞARI HİKAYELERİ' 14 Haziran 2018'de yayımlandı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Gönder
Haber İhbar Hattı
Haber İhbar Hattı..
Lütfen Sağ Alttaki Gönder Butonunu Tıklayınız.