Cengiz Genç Yazdı: “Neme Lazım Be Sultanım!” Küresel Suskunlukta Amerika’nın Çöküş Anatomisi
“Neme Lazım Be Sultanım!”
Küresel Suskunlukta Amerika’nın Çöküş Anatomisi
“Mazlumun feryadı göğe yükselir de yeryüzü sağır kalırsa, orada sadece devletler değil, insanlık da çöker.”
— Anadolu Hikmeti
⸻
Giriş: Tarihsel Bir Soru, Evrensel Bir Çöküş
Osmanlı Padişahı Kanuni Sultan Süleyman’ın, Beşiktaşlı Yahya Efendi’ye yönelttiği “Bir devlet nasıl çöker?” sorusuna aldığı “Neme lazım be Sultanım!” cevabı, salt bir dönemin değil, tüm çağların çöküş reçetesidir. Bugün bu reçete, yalnızca Doğu toplumlarında değil, liberal-demokratik ilkeleriyle övünen Batı toplumlarında da geçerliliğini kanıtlamaktadır. Amerika Birleşik Devletleri, bu bağlamda “özgürlükler diyarı”ndan içten çöküşün laboratuvarına dönüşmektedir.
⸻
1. Demokrasi Sembolünden Sessizlik Rejimine: ABD’de Ahlaki Bozulma
ABD, 20. yüzyıl boyunca dünya kamuoyuna “özgürlük, insan hakları, ifade hürriyeti” gibi değerleri ihraç eden bir hegemon güç olarak konumlandı. Ancak son on yılda; George Floyd’un ölümü, Capitol Hill baskını, kitlesel silahlı saldırılar, antisemitizm ve İslamofobi dalgası, yüksek gelir eşitsizliği ve göçmenlere karşı ayrımcılık gibi gelişmeler, bu anlatının çöküşüne işaret etmektedir.
Burada dikkat çekici olan yalnızca bu krizlerin varlığı değil, bu krizler karşısında siyaset kurumunun ve entelektüel çevrelerin geliştirdiği “neme lazım” refleksidir. Liberal elitler, sokakta öldürülen siyah vatandaşlar için sembolik diz çöküşler sergilerken, aynı sistemin üretici aygıtlarına dokunmamayı tercih etmektedir.
⸻
2. Küresel Suskunluk ve Stratejik Neme Lazımcılık
Amerikan dış politikası, Ukrayna-Rusya Savaşı’nda gösterdiği refleksin milyonda birini Gazze için göstermemiştir. Yüzbinlerce insanın öldüğü, temel insani yardım malzemelerinin dahi ulaştırılamadığı Filistin için ABD, yalnızca veto butonunu kullanarak küresel suskunluğun mimarlarından biri haline gelmiştir. Bu durum, uluslararası hukuk nezdinde sadece bir çifte standart değil, vicdani meşruiyetin iflası olarak yorumlanmalıdır.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin işlevsizliğine ek olarak, Amerikan medyasının yönlendirdiği kamuoyu da “seçici hassasiyet” üretmektedir. Myanmar’da öldürülen Rohingya Müslümanları, Çin’in Doğu Türkistan’daki uygulamaları ya da Afrika’daki çocuk ölümleri gündeme geldiğinde suskun kalan bir küresel merkez doğmuştur: Washington DC.
⸻
3. Ahlaki Sermayenin Erozyonu: Yahya Efendi’nin Amerika’daki Yankısı
ABD’de hukuk devleti kavramı, son yıllarda hem içeride hem dışarıda büyük bir aşınma yaşamaktadır. Amerikan Yüksek Mahkemesi kararlarıyla azınlık hakları ve kadınların üreme hakları üzerinde artan kısıtlamalar, dini grupların siyaset üzerindeki etkisinin artması, polis şiddeti gibi örnekler, demokratik bir devletin çöküş sinyalleridir.
Yahya Efendi’nin “neme lazım” deyişi, ABD’nin bu içsel çözülüşünü anlamada anahtar kavramlardan biridir. Akademik özgürlük, basın özgürlüğü ve ifade hürriyeti gibi değerler, sistemin çıkarlarıyla çeliştiği anda askıya alınmaktadır. Bugün bir Amerikalı akademisyen, Gazze’deki durumu eleştirdiği için üniversiteden ihraç edilebilmekte; öğrenci protestoları polis zoruyla bastırılabilmektedir.
Bu, sadece politik bir baskı değil, bilimsel vicdanın susturulmasıdır.
⸻
4. ABD’nin Çöküşünü Hızlandıran Neme Lazım İklimi
• Silah Lobileri: Her yıl ortalama 45 bin kişinin ateşli silahlarla öldüğü ABD’de, bireysel silahlanmaya karşı etkili bir yasa çıkmaması, “neme lazım” siyasetinin doğrudan sonucudur.
• Sağlık Sistemi: Pandemi sürecinde yüzbinlerce insan, basit tedavi masraflarını karşılayamadığı için hayatını kaybetti. Evrensel sağlık hakkına “komünizm” yaftası yapıştırmak, kapitalist duyarsızlığın başka bir adıdır.
• Eğitim Sistemi: Yoksul bölgelerde eğitim bütçeleri kısılırken elit okullar milyarlarca dolar bağış almaktadır. Bu, “toplumun genel iyiliği” değil, “sınıfsal ayrıcalık” ilkesine dayalı bir tercihtir.
Tüm bu örneklerde ortak olan şey; sistem içindeki etkili aktörlerin “bu iş beni bağlamaz” tutumudur. Bu, tıpkı Osmanlı’nın çöküş sürecinde halkın adaletsizliğe karşı ses çıkarmaması gibi, bir medeniyetin kendi içinde çökmesine neden olan kültürel suskunluktur.
⸻
Sonuç: Amerika’nın Çöküşünü Yahya Efendi Görseydi
ABD bugün ekonomik büyüklüğüyle, askeri gücüyle ve teknolojik kapasitesiyle devasa bir görünüme sahiptir. Ancak tarih bize göstermiştir ki, devletleri ayakta tutan şey tanklar, uçak gemileri veya borsalar değil; adalet, ahlak ve toplumsal vicdandır.
Kanuni Sultan Süleyman bir kez daha sorsa, Yahya Efendi bu kez Amerika için cevap verirdi:
“Sultanım, bu sefer çöküş başka yerden gelir: Adalet susmuş, halk korkmuş, akıl susturulmuş, vicdan yer değiştirmişse… devlet yalnız dışarıdan değil, içeriden yıkılır.”
⸻
Kaynakça:
• Toynbee, Arnold. A Study of History. Oxford University Press, 1934.
• Fukuyama, Francis. Political Order and Political Decay. Farrar, Straus and Giroux, 2014.
• Chomsky, Noam. Who Rules the World? Metropolitan Books, 2016.
• Pew Research Center Reports on Gun Violence and Social Trust, 2023.
• United Nations Human Rights Council Reports on Palestine, 2024–2025.
• Anadolu Tasavvuf Literatürü ve Yahya Efendi Anlatısı, T.C. Kültür Bakanlığı, 2011.
• Congressional Budget Office (CBO), “U.S. Military Spending and Federal Priorities,” 2023.
• Amnesty International, State of the World’s Human Rights, 2025.
• The New York Times, “Free Speech or Threat? Gaza Protests Divide Campuses,” May 2025.
Kaynak: Cengiz Genç
- ETUS Genel Kurulunda Skandal Sözler - Haziran 28, 2025
- TÜ Tıp Fakültesi’nde Mezuniyet Sevinci - Haziran 28, 2025