Habil Mert Yazdı: Kamuoyuna
Kamuoyuna
Dün, Edirnede Hristiyan bir kadının Cenazesi Camiden kaldırılmıştı. Bununla ilgili ulusal ve yerel basında haberler çıkmış ve biz de bu zeminde Müftülük makamına yönelik sorular eleştiriler ve uyarılar yapmıştık.
Müftü beye cevap hakkı doğmuş oldu…
Konuyla ilgili Müftü beyden cevap beklediğimizi dile getirmiştik.
Bugün Müftü bey şahsımı arayarak konuyu izah etmek istediğini belirtti ve olayın teknik olarak nasıl geliştiğini şu şekilde anlattı.
Cinayete kurban giden bu kadının sosyal medyada Hristiyan kimliğiyle ilgili haberler çıkınca maktulün ailesi Müftülügü aramış ve acılarının büyük olduğunu ve bu süreçte bu tartışmaların olmasının daha da morallerini bozdugunu söyleyerek haberlere itimad edilmemesini, meftanın Müslüman olduğunu, kimliğinde de Müslüman yazdığını ve cenazesinin Camiden kaldırılmasını istediklerini beyan etmişler. Müftü beyin dedigi 1. dereceden yakınları böyle deyince bu şahitliği baz aldıkları yönünde. Konu Diyanet İşleri Başkanlığı ile de görüşülmüş Vali de bilgilendirilmesi ve ailenin talebi tutanakla belgelendirilmiş…
Müftü bey bu işin doğruluğu veya yanlışlığı üzerine pek birsey demedi. Sadece teknik olarak sürecin nasıl işlediğini anlattı.
Ben de kendisine ülke genelinde bircok Ateistin, Deistin vasiyetleri olmasına rağmen aileleri tarafından vasiyete aykırı şekilde davranilarak cenazelerinin İslami Usullere göre Camiden kaldırıldığını, bunun öncelikle meftanin hakkına tecavüz oldugunu, bize düşen gayri Müslim olduğu ortada olan kişilerin cenazelerinin bu sekilde Camilerden kaldırılmasının çok yaygınlaştığını ve bunun karşısında durulması gerektiğini, Camilerin daha önce dinler arası diyalog mevzusundaki gibi seküler kesim tarafından suistimal edilmemesi gerektiğini söyledim.
Ayrıca bizim amacımızın bu suistimale karşı bir şuur ve kamuoyu olusturmak olduğunu, kimsenin şahsı ile ilgili bir meselemiz olmadığını ancak yetki makamı Müftülük olduğu için bu fiilden Müftülügü sorumlu tuttuğumuzu ilettim.
Sonuç olarak Müftülük bu işe ailenin karar verdiğini bunun dışına çıkamadıklarını söylemiş oldu…
Imamet makamı her konuda ve halkın cahil olduğu konularda Hakkı söylemek ve uygulamakla mükelleftir diyerek konuyu kapatmış olalım…
Ülkemizde herkes inancına göre yaşadığı gibi ölünce de inancına uygun defnedilme hakkına sahip olmalı. Aksi zulümdür.
Kaynak: Habil Mert
- Adnan Karakaya Yazdı: Yitirilen Neferlerin Yükü, Unutulan Vefa - Mayıs 9, 2025
- Edirne’de Tunca Nehri’ni Polen Kapladı - Mayıs 9, 2025
- Alış; “Sinanköy’de Tüm Köprüler Yıkılmış” - Mayıs 9, 2025