İdris Günaydın Yazdı: Adeta Balıklar Kıyıya Vururken
Adeta Balıklar Kıyıya Vururken
Şu durum Recep Tayyip Erdoğan’ın altın vuruşu gibidir. Baki’nin: “Her yaneden ayağuma altun akup gelür” dediği cinsten bir vaziyet. Sanki balıklar kıyıya doluşup kendilerini karadakilerin kucağına atıyorlar.
Sözde bu seçimler Ak Parti’nin bitişi olacaktı. Lakin şartlar hiç de öyle demiyor.
ABD ile pişti oynama havasında münasebetler, savunma sanayiindeki baş döndürücü başarılar, Suriye’nin sessiz ve derinden fethi, Azerbaycan, Libya ve Afrika ülkelerinin Türkiye’nin rotasına girmeleri, Pakistan ve İran savaşlarında Türkiye’nin görünmeyen fakat görünen rolü, PKK ile münasebetlerde alınan mesafe ve kırk yıllık terörün bazı ülkelerin rağmına bitirilişi… Tam da altın vuruş diyebileceğimiz bir vuruş bekliyor 2028’de.
Lakin kazın ayağı hiç de öyle gözükmüyor.
Ünlü Azeri Şairi Bahtiyar Vahapzade’yi dinleyelim:
“Gel kışa zehrimar, yaza can deme;
Kışın dehşetleri yaz içindedir.
İnişte yokuş var, yokuşta iniş;
En büyük ataşta buz içindedir.”
Zehrimar: Yılan zehri.
Her ağacın kurdu kendi bünyesindedir.
Tayyip Beyin bu altın vuruşu daha başka bir altın vuruşu beklemektedir: Emekliler…
Yukarıda saydıklarımın hiçbiri emeklileri heyecanlandırmamaktadır. Emeklilerin ilgi alanına ve gündemlerine girmemektedir. Akıl almaz oluşumlar ortada dururken onlar hâlâ “geçim” demektedir.
Bunca olağan üstü gelişmeye rağmen, 2002’de tanımadığı halde, bir kulaktan dolma bilgi ile müspet destek veren halk, ne oldu da bu kadar, bilenmiş bir hançer gibi zamanını bekliyor.
Bu başarı, içinde de sinsi bir intikamı besliyor sanki… Olağan üstü olaylar emeklileri hiç mi hiç heyecanlandırmıyor.
Eğer terör gerçekten arzu ettiğimiz gibi nihayetlenirse ve her yıl teröre harcanan milyar dolarlar ile emeklilere bir iyileştirme yapılmazsa 2028’in şimdiden lokmasını yiyelim. Ya bu millete hiçbir konuda artık güvenilmez ya da sözünün eri.
FATİH CAMİİ’NDE
11 TEMMUZ’DA NE OLDU?
Saygı duyduğum bir ağabeyim beni aradı ve 11 Temmuz’da Fatih Camii’ne gittiğini, gördüğü manzara ile şok olduğunu anlattı. Şok olma sebebi şu: Yaklaşan 15 Temmuz münasebetiyle Fatih Camii’nde bir anma merasimi düzenlenmiş. Omuzunun üstü kalabalık olan general seviyesindeki paşalardan bir hayli paşa camiye gelmişler. Hem Cumayı kılmışlar hem de şehitler için yapılan programa iştirak etmişler. Arkadaş çok heyecanlanmış da bir paşanın göğsüne başını koyup, ağlayarak demiş ki: “Sizi bizden ayıranları yarın Allah’ın huzuruna varınca, Allah’a şikayet edeceğim.”
Paşa da bunun üzerine: “Kötü insanlar bizi sizden ayırdılar. Ahh…” demiş.
Evet kötü insanlar bu milletin özbeöz paşalarını milletten, tarihten, imandan kopardı. Kocaman ağaçlar dururken, onları göstermeyip, bir çalıya nikah kıydırdı.
Vaktiyle konuşmasını dinlediğim bir havacı paşa şöyle demişti: “Eğer AK Parti iktidara gelmeseydi ordudaki astsubaylarda büyük sıkıntı yaşanacaktı.. Çünkü başörtüsü zulmü astsubay eşlerine, analarına kan kusturmaya başlamıştı.”
Ordumuz, buna rağmen, kuru kuruya da olsa “peygamber ordusu” diyerek kimliği korumuştu.
Yemek saatlerinde işin rengi çok güzel ortaya çıkıyordu. Kalbinde iman kırıntısı olan subaylar, nöbetçi olduklarında yemek duasını: “Allahımıza hamdolsun. Milletimiz var olsun. Allah’ımıza şükrolsun. Afiyet olsun” şeklinde söyletirken, Kemalist subaylar, “Tanrımıza hamdolsun…” şekline döndürüyorlardı.
Yani, alttan alta, askeriyede de bu çekişme vardı aslında.
Moral gecesi adı altında, askerlere dansöz getirenler ile günümüzdeki versiyonları gayet açık, belli oluyor. Öyle ki; öldüklerinde kabirlerinin bile imansız bir muhitten olmasını istiyorlardır. Vesselam.
Kaynak: İdris Günaydın
- İdris Günaydın Yazdı: Adeta Balıklar Kıyıya Vururken - Temmuz 16, 2025
- Mehmet Ali Abakay Yazdı: Bataklık Sinekleri ve Kimi Eşhas - Temmuz 16, 2025
- Şakir Uysal Yazdı: 1791 Haiti: Zinciri Kıran GeceGecenin karanlığına fısıldanan ayaklanma - Temmuz 16, 2025