Mehmet Ali Abakay Yazdı: Gel İçimde Ağla-1

GEL İÇİMDE AĞLA
-EY CAN YAZILARI-

Göz denilince bir çift gözün hatırı için nelere katlanıldığını, katlandığımızı anlatsam mı sana, Ey Can?.. Sana Su Kasidesi’nden bahsetmeme gerek var mı? Şairini rahmetle anarken, bu güne kadar okuduğumuz kasideler içinde en seçkin na’atlardan biri olduğuna şüphe yok, derim, Ey Can!..

“Göz” denildiği vakt, akla gelen yaştır, aynı zamanda. Bir yaş danesi, inciye mi benzetilmemiş, badem gözden düşünce…

“Göz”, denildiğinde suyun kayadan yol bulup yeryüzüne çıkmasıdır, akla gelen. Her su kaynağına “göz” denir, “göze” denir.

Suyu yeryüzüne âşık kılan hangi sebeptir? Semadan yeryüzüne inen baranın, kurak topraklara rahmet olarak inerken, hangi damla boşa gider? Toprak, her damlasını yağmurun, içine çeker? Baran asûmandan inerken, göklerin ağlamasına yorumlanmaz mı, bu harikuladelik? Hangi ağlayış, göz yaşını rahmete çevirtir?

“Su” denilince akla gelen rahmet, aynı zamanda bazen gazaba dönüşür, selle birlikte, şiddetli yağmurla, rüzîgârla fırtına olur, boran olur, kasırgaya dönüşür. Nuh Tufanı’nı hatırlamaz mısın, ey gönlüm, Cudîyi kendine taht bilen gemiyle?

Göz yaşını anlatmaya ömrü yetmez insanın, dünyada. Sana neler neler anlatmak isterdim, bilemezsin. Sana anlatacaklarımın yanında anlatılamayanlar, bilesin ki fazlasıdır, seninle görüşmemizde verilecek olan.

“Yazsam mı yazmasam mı ?” diye çok düşündüm, bir hususu. Bir çocuk düşledim, hayal ettim, kendimce; ağlayan bir çocuk. Bu çocuk üzerinde fikir yürütmek istiyorum, şimdi.

Ağlayan bir çocuk… Sebebi ne ola bu ağlamanın?

Gözleri merhamet beklemekte, adeta. Yanakları ıslak, dudakları kuru. Aç mı, açıkta mı, çıplak mı?

Bir savaşta annesini, babasını, yakınlarını mı kaybetmiş?

Üvey evlad mı, sokağa atılmış? Yolunu mu kaybetmiş, evinin? Yaramazlık yaptığı için mi, cezalandırılmış bir ikindi sonrası? Belki arkadaşlarıyla oyunda mıızkçılık yaptığından dışlanmış? Açlıktan mı ağlıyor, bu çocuk? Gözlerindeki bakışlar, bir şeyden nefretin işareti midir? Hangi kahrolası el, bu fidanı hayattan kopartmak için, çabalamaktadır?

Bu çocuğun saçı, darmadağın, tarak yüzü görmemiş, muhakkak annesinden oldukça uzak kalmış. Hatırlar mısın, şu kareyi: Can çekişen çocuk ve bekleyen akbaba. Sonrasında intihar eden fotoğrafçı.

Bir zaman içinde çekilmiş bir fotoğraf karesi hatırlarım:

Genç bir kız, on dört-on beşinde. Masmavi gözleri ve objektife bakıyor. Sonrasında seneler geçmiş. Fotoğrafçı, çok beğenilen ve kendisine maddî doygunluk kazanan bu kareden sonra yeni bir kare daha çekmek ister, genç kızın. Aradan geçen seneler. O gözlerin nasıl olduğunu merak edenleri tatmin mi yapılmak istenen. Uzun zaman uğraşmakta ve amacına ermekte. Kız, evlenmiş bir kaç sene içinde. Çoluk çocuk sahibi olmuş. O bir kaç sene önceki fizikten eser kalmamış. İki kare yan yana. ..
(Devam Edecek)
Kaynak: Mehmet Ali Abakay

admin
Sosyal Medya

admin

1953 yılında Edirne'de doğdu. İstanbul Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu. 11 yılı lise müdürlüğü olmak üzere 25 yıl öğretmenlik yaptı ve 2001 yılında Milli Eğitim Bakanlığı'ndan emekli oldu. Üniversite yıllarından beri hobi olarak çeşitli yerel ve ulusal basında köşe yazarlığı yaptı. İlk kitabı olan 'BAŞARI HİKAYELERİ' 14 Haziran 2018'de yayımlandı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Gönder
Haber İhbar Hattı
Haber İhbar Hattı..
Lütfen Sağ Alttaki Gönder Butonunu Tıklayınız.