Mehmet Emin Parlaktürk Yazdı: Açıklık-Çıplaklık Üzerine Bir Nükte
AÇIKLIK-ÇIPLAKLIK ÜZERİNE BİR NÜKTE
Bir âlim hamama gitmişti. Üzerinde peştamal olmayan bir adamın çırılçıplak banyo yaptığını gördü ve derhal gözlerini kapadı. Çünkü, inancına göre gözüne çarpan ilk andaki bakış hak ve helal ama ikinci ve ısrarlı bakış günah ve haramdı. Günaha girmemek için gözünü yuman alimin bu halini gören çıplak adam dedi ki:
– Efendi, sen ne zamandan beri körsün?!
Alim cevap verdi: – Allah senin hayâ perdeni yırttığından beri…
***
Haya perdesi yırtılmak…
Bu yırtılmanın Allah’a nispet edilmesi, onun emir ve yasaklarının ayaklar altına alınmasıyla alakalıdır.
Allah’ın koyduğu sınırları aşan, yasalarını delen, kurallarını çiğneyen bir insan, bu isyankârlığının sonucu olarak hayâ perdesini de yırtmış demektir.
İnsanın fıtratına haya perdesini koyan Yüce Allah, insanın bu fıtrata ihanet etmesinin sonucu olarak da onun haya perdesini kaldırmış, yırtmış olur.
***
Günümüzde, artık hamamla sokak arasında bir fark kalmadı. Biliyorsunuz, hamamda diz kapağı ile göbek arasını örten peştamal kullanılır. Erkekler için bu böyledir. Kadınlar da kendi aralarında göğüslerini de kapatan peştamal kullanırlar.
Şimdilerde ise, sokakta bile bu sınır yok artık.
Kıyafetlerde maalesef sınırsız bir özgürlük anlayışı var. Adına da “cesur kıyafet” diyorlar.
Bu cesareti “şeytan”dan almıyorlarsa kimden alıyorlar bilmiyorum.
***
Abartmıyorum, halka açık alanlarda gözümüze ilk çarpan manzara şu:
Paçaları kasıklarda olan kısa şortlar…
Organları tümüyle gösteren daracık taytlar…
Sadece göğsü kapatan ama karın ve göbek açık crop üstler…
Yatakta giyilebilecek ince ip askılı dekolte kıyafetler…
Ve ancak plajlarda görülen mayo ve bikiniden ibaret giysiler…
Bütün bunlar, maalesef toplum içinde çekinmeden giyilebiliyor ve nasihat için de olsa hiç kimse bunlara tek laf söyleyemiyor…
***
Bunun adı açıklık filan değil, bunun adı çıplaklıktır.
Öldüğünde cenazesi camiye gelen insanların yaşadığı bir toplumda, bu kıyafetler ve görüntüler asla tasvip edilemez.
Asıl paradoks da şu: Sen, ölünce vücudunu kat kat kefene sardır, kimse görmesin diye her tarafını kapattır ama hayatta iken yaşadığın süre boyunca her tarafını aç, edep sınırlarını aş, hayâ perdeni yırt!.. Bu ne tezat! ☝Bu nasıl Müslümanlık!…
***
Bir insanın hayâ perdesi yırtılmaya görsün!
“Hayâ da neymiş? diyenler çıkabilir, buna şaşırmamak lazım.
Et ve kemikten müteşekkil insanın ruh dünyasını güzelleştiren,utanma, sıkılma, ar, namus ve edep sahibi olma gibi erdemlerle onu ahlaklı insan yapan yüce hasletlerin ortak adıdır hayâ…
Peygamberimiz; “Hayâ imandandır” derken boşuna buyurmuyor. Hayâ ile imanın doğrudan ilişkisi var. Hayâ, imanın göstergesidir.
“Her dinin kendine özgü bir ahlakı vardır, İslam dininin ahlakı da hayâdır” sözü de onun.
***
Gözümüze çarptığı şekliyle “çıplaklık” derecesine varan bu görüntülere hadi bakmayalım ve gözümüzü kapatıp kendimizi günahlardan koruyalım, tamam…
Fakat, cenazesi; kilise, havra veya krematoryum yerine camiye getirilip musalla taşına konarak namazları kılınan ve sorulduğunda “biz de Müslümanız” diyen bu kardeşlerimizi uyarmak, uyandırmak, doğrudan imanı ilgilendiren bu önemli konudan haberdar etmek ve anne-babalarını bilgilendirmek görevini de mi yapmayalım!?
***
“Herkes kendi işine baksın” denirse eğer, evet biz de işimize bakıyoruz çünkü bu bizim işimiz ve işimizi yapmak için bunları yazıyor ve söylüyoruz. Buna rağmen “Kim ne derse desin biz bildiğimizi yaparız” deniyorsa eğer, o zaman da Peygamberimizin şu hadisini söyleyerek noktayı koyarız.
“İnsanlık, ilk günden beri bütün peygamberlerin üzerinde ittifak ettikleri bir söz bilir: Şayet utanmıyorsan, dilediğini yap!”
(Buhârî, Edeb, 78).
Kaynak: Mehmet Emin PARLAKTÜRK
- Mehmet Ali Abakay Yazdı: Küçüklerin Mezarı Yüreklere Sığmaz - Temmuz 28, 2025
- Mehmet Emin Parlaktürk Yazdı: Açıklık-Çıplaklık Üzerine Bir Nükte - Temmuz 28, 2025
- CHP’li Baran Yazgan’dan 39. Olağan Kurultay süreci açıklaması - Temmuz 28, 2025