Prof.Dr. Ekrem Buğra Ekinci Yazdı: Osmanlı’da Bayram Merasimleri

Osmanlı’da Bayram Merasimleri

Osmanlılarda bayram arefesinde top atışı yapılır; bayramın son gününde de yine top atışıyla bayramın bittiği ilan olunur. Ramazan geceleri gibi bayramda da davulcular gezer. Hem bahşiş toplar, hem ortalığı şenlendirir. Mehteran, muayyen saat ve mekânlarda nevbet vurur.

Şeker mi? Şükür mü?

İslâmiyette iki bayramı vardır. Biri kurban ibadetinin ifa edildiği bayramdır. Iydü’l-Adhâ denir. İkincisi bundan 70 gün evvel, oruç ayı olan Ramazan’ın hemen ardından başlar ve üç gün sürer. Bu bayrama Iydü’l-Fıtr denir. Bütün İslâm coğrafyasında bu isimle bilinir.

Fıtr, Arapça oruç açmak demektir. İftar ve futur (kahvaltı) ile fakirlere verilen fitre bu köktendir. Bu bayramda tatlı yemek Hazret-i Peygamber’in tavsiyesi olduğu için, Türkler bu bayrama Şeker Bayramı da demiştir.

Bunun aslının Şükür Bayramı olduğuna dair iddianın aslı esası yoktur. Şemseddin Sami’nin Kamus-i Türkî’sinden, Ahmed Vefik Paşa’nın Lehçe-i Osmanî’sine kadar Osmanlı münevverlerinin kitaplarında, 1890 tarihli Redhouse’da ve 1913 tarihli Brill’in İslâm Ansiklopedisi’nde hep Şeker Bayramı geçer.

Yani bu tabir, sadece modern kesimin uydurduğu veya tercih ettiği bir şey değildir. İslâmî kesimin karşı çıkması da tatlı yeme sünnetini hatırlattığı için yersizdir. Halk arasında Şeker Bayramı’na Küçük Bayram; Kurban Bayramı’na da Büyük Bayram dendiği vakidir.

Mendile Bağlı Para

Türk kültüründe, her hususi güne ait bir tatlı vardır. Bayramın tatlısı cevizli baklavadır. Bayramda akide şekeri, lokum, badem ezmesi gibi şekerlemeler önceden satın alınır. Misafire süslü bir tepside küçük kaşıklarla reçel çeşitleri ikram edilirdi. Sonra, piyasada şekerlemeler çoğaldığı için olsa gerek, bu âdet terk edildi.

Bayramda hediyeleşmek de âdettir. Eskiden fakirlere bayramdan önce yiyecek kumanyası ya da bir tepsi baklava gönderilirdi.

Bayramda ziyarete gelenlerden bilhassa çocuklara mutlaka hediye verilir. Eskiden mendil ve çorap vermek âdetti. Elden para vermek hoş görülmediği için, nezaketen mendilin kenarına veya çorabın içine para bağlanırdı. Bayram günlerinde, çocuklar daha bir hoş görülür; bayram yeri denilen lunaparka götürülür.

Osmanlı Sarayında Bayramlaşma

Müslüman devletlerde bayramlar çok ihtişamlı merasimlerle kutlanırdı. Bilhassa Tarsus gibi hududa yakın şehirlerde bu kutlamalar daha parlak yapılırdı. Esnaf, süslü elbiselerle geçit resmi yapardı.

Bayram geceleri fener alayları tertiplenirdi. Halkın tekbir ve tehlil sesleri göklere yükselirdi. Nehirlerdeki kayıklar süslenir; sahillerde kandiller yakılırdı. Halifenin veya valinin sarayı ışıklarla donatılırdı. Halk, bayram günleri yeni ve süslü elbiseler giyer; hatta memurlara ve fakirlere bayramlık elbise ve ayakkabı dağıtılırdı.

Osmanlı sarayında bayram, dinî muhtevası yanında, devletin ve hanedanın ihtişamını göstermek için de bir vesiledir. Zira monarşilerde otorite ve ihtişam, sadece askerî güç ile değil, merasimlerle de ortaya konur. Bayramlaşma, Sultan Fatih Kanunnamesi ile tanzim edilmiştir.

Prof.Dr. Ekrem Buğra Ekinci

admin
Sosyal Medya

admin

1953 yılında Edirne'de doğdu. İstanbul Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu. 11 yılı lise müdürlüğü olmak üzere 25 yıl öğretmenlik yaptı ve 2001 yılında Milli Eğitim Bakanlığı'ndan emekli oldu. Üniversite yıllarından beri hobi olarak çeşitli yerel ve ulusal basında köşe yazarlığı yaptı. İlk kitabı olan 'BAŞARI HİKAYELERİ' 14 Haziran 2018'de yayımlandı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Gönder
Haber İhbar Hattı
Haber İhbar Hattı..
Lütfen Sağ Alttaki Gönder Butonunu Tıklayınız.