Prof.Dr. Soner Duman Yazdı: Gazze’nin Bilinçlerimizde Oluşturduğu Boşluk Hissi
GAZZE’NİN BİLİNÇLERİMİZDE OLUŞTURDUĞU BOŞLUK HİSSİ
Yaz tatili dönemine ertelediğim, yapılacak pek çok şey var. Bir ucundan da yapıyorum zaten. Ama Gazze’de insanların göz göre göre bombalar altında parçalandığını, açlıktan öldüğünü gördükçe ister istemez bazen bir boşluk hissine düşüyorum. Yani bütün yapıp ettiklerimin boş olduğu, bir faydasının olmadığı hissi. Sadece kendi faaliyetlerim açısından değil, şu anda dünya üzerinde ne kadar Müslüman varsa hepsi her ne ile uğraşıyorsa hepsi boş, faydasız, sonuçsuz geliyor. Şöyle düşünüyorum:
– İslam dünyasında bu kadar ilmî kuruluşlar, bu kadar üniversiteler var. Her yıl yazılan kitapların ve makalelerin, her yıl yapılan araştırmaların sayısı milyonları geçiyor. Peki bütün bunlar ne işe yarıyor?
Herhangi bir ilmî faaliyette bulunurken “öğrenci yetiştireceğim”, “yazdığım kitaplarla insanların dini daha iyi anlamalarına, daha bilinçli olmalarına vesile olacağım” diye kendimi motive etmeye çalışırken bakıyorum yazdığımız kitaplar, yaptığımız tercümeler, yetiştirdiğimiz öğrenciler sonuç itibarıyla ne işe yarıyor? Biz ne işe yarıyoruz?
– Bu kadar yüz bin araştırmacı, âlim, bilim adamı, filozof, yazar, düşünce adamı var. Bu durum iki milyarlık İslam dünyası olarak Gazze’ye gıda tırlarını sokmamıza bile yaramıyor.
– İki milyarlık bir ümmet, elli yedi tane devlet, yüzbinlerce, milyonlarca cami, Kur’an kursu, dini kurum var. Ama gözümüzün önünde açlıktan insanlar ölüyor. İnsanlar anestezi olmadan canlı canlı ameliyat oluyorlar.
– Müslüman ülkelerde şu kadar petrol, bu kadar sanayi kuruluşu, bu kadar üretim, bu kadar istihdam, işgücü var. Ne işe yarıyor?
İşte bu ve benzeri düşünceler, insanı derin bir boşluk hissine düşürüyor. Yaptığı işin bir fayda getirmeyeceği, bir katma değer sağlamayacağı, bir Müslümanın derdine deva olmayacağı yönünde rahatsız edici düşünceler doğuruyor.
Biliyorum ki şeytan tam da burada fırsattan istifade ile “evet evet, yaptığınız bütün işler boş, boşuna uğraşıyorsunuz, yapmayın daha iyi. Bugüne kadar yaptınız da ne oldu?” diye yangına körükle gidiyor. Günün sonunda tekrar tilkinin kürkçü dükkanına geri dönmesi gibi başladığım noktaya dönüyorum. “Elimden gelen bu ve elimden gelenin en iyisini yapmak zorundayım” diye düşünüyorum. “Ben tohum etmekten sorumluyum, tohumun bitmesi benim gücümle olacak şey değil” diye kendimi avutuyorum. “Ben ateşe su taşımaktan sorumluyum” diye düşünüyorum, “ateşi söndürmek benim altından kalkabileceğim bir şey değil” diye avunuyorum.
Öyle anlaşılıyor ki Gazze’nin kurtulması, yalnızca Gazze’nin kurtulmasından ibaret olmayacak. Bizi aynı zamanda bu boşluk hissinden de, bu “hiçbir işe yaramama” düşüncesinden de kurtaracak.
Rabbimiz tez zamanda Gazze’nin kurtulduğunu görmeyi ve bu boşluk hissinden kurtulmayı bizlere nasip eylesin.
Kaynak: Soner Duman/ 29 Muharrem 1447 – 24 Temmuz 2025 Perşembe
- Mehmet Ali Abakay Yazdı: Mekân Sorumluluğumuz ve Yaşantımız - Temmuz 26, 2025
- Prof.Dr. Soner Duman Yazdı: Kur’an’da anlatılan peygamber kıssalarının tamamından çıkan açık sonuç şudur - Temmuz 25, 2025
- Gündüz Demirhan Yazdı: Orman yangınları canınızı yakıyor, değil mi?O zaman bu yazıyı iyi okuyun. Önce orman kanunu değişmelidir… - Temmuz 25, 2025