Reşat Nuri Erol Yazdı: Erbakan; “İsrail-İran savaşı, asıl hedef Türkiye”-16+17
Erbakan; “İsrail-İran savaşı, asıl hedef Türkiye”-16+17
-Erbakan Hoca uyarmıştı: “İsrail İran’la savaşacak ama asıl hedef Türkiye’dir.”-
Önceki 10 yazı TEŞHİS, bu yazılar da TEDAVİ yani ÇÖZÜM yazılarımızdır…
TEDAVİ ve ÇÖZÜM içerikli yazılarımıza kaldığımız yerden devam…
Ticaret ortak para birimleriyle yapılabilir. Kendi para birimimizi kullanarak dış etkilere karşı dayanıklı hâle gelebiliriz. Bu, sadece bir ekonomik hamle değil, bağımsızlık deklarasyonudur. ABD ve AB’nin “tek para, tek merkez” dayatmasını kırar.
Peki, neden hâlâ birleşemiyoruz?
Çünkü bizi sürekli çatıştırmak istiyorlar. Sünni-Şii ayrımı, Doğu-Batı kutuplaşması, uluslararası ambargolar… Bunların tamamı emperyalist projelerdir.
Ama Kasr-ı Şirin’den bu yana 400 yıldır savaşmayan Türkiye ve İran, bugün barışın ve istikrarın iki kalesidir.
Artık hesap zamanı, barış zamanı, yeni bir dünya düzeni kurma zaman.
Türkiye, İran ve diğer İslam (barış) birleşirsek hem ekonomik sömürüye hem bölgesel savaşlara hem de medeniyet krizine çözüm oluruz.
Üçüncü binyılda, kanla değil akılla yol almak istiyorsak, bu birlik kaçınılmazdır.
Türkiye ve İran birleşirse, sadece sınırdaş ülkeler değil, tüm İslam coğrafyası arkasından gelir ve bu sayede bütün beşeriyet de bu birliktelikten istifade eder.
İşte o zaman dünya dengesi değişir ve adil bir dünya düzeni kurulur.
Bu sayede bizim masada itibarlı yerimiz olur hem de baş köşede.
İRAN YIKILIRSA TÜRKİYE NE KAYBEDER?
Orta Doğu’da taşlar yeniden yerinden oynuyor. İsrail ve ABD’nin uzun süredir hedef tahtasına koyduğu İran’a yönelik saldırılar artık daha doğrudan, daha sivil ve daha yıkıcı hâle geldi. Özellikle Tebriz, Urumiye gibi Türk nüfusun yoğun yaşadığı bölgelerdeki cezaevleri, altyapı ve sivil hedeflerin bombalanması yeni bir fırtınanın habercisi olabilir.
Peki, bu fırtına Türkiye’yi nasıl etkiler?
1. Yeni bir göç dalgası kaçınılmazdır.
Suriye İç Savaşı’nda yaşananlar hâlâ hafızamızda. Eğer İran’ın kuzeyi -yani Tebriz, Erdebil gibi Türkiye sınırına yakın bölgeler- hedef alınırsa, milyonlarca insan Van, Iğdır, Ağrı hattından Türkiye’ye sığınmak zorunda kalacak ve bu insanlar Suriyeliler gibi Arap değil, İranlı Türkler olacaktır. Bu, kamuoyunun tepkisini daha da kararsız hâle getirebilir.
2. Terörize yapılar Türkiye’ye sıçrayabilir.
Savaş sadece göç getirmez. Aynı zamanda silah, uyuşturucu ve ideolojik sızıntı getirir. Boşalan İran hapishanelerinden kaçacak militanlar Türkiye’nin doğusunu istikrarsızlaştırmak için kullanılabilir. PKK’nın ve FETÖ’nün daha önce yaptığı gibi yeni hibrit örgütler kurulabilir. İran’daki istikrarsızlık Türkiye’nin güneydoğusunda yeni bir kaos cephesi açar.
3. Türkiye jeopolitik kuşatma altına girer.
Bir düşünün: Suriye batımızda, İran doğumuzda çökmüş. Irak’ın hâli ortada. Ermenistan zaten Batı’nın sürekli parlatmak istediği “Hristiyan ileri karakolu.” Peki Türkiye ne yapacak? Tahran’ın çökmesi, Ankara’nın yalnızlaşması demektir. ABD ve İsrail’in en büyük isteği budur; Türkiye’yi yalnızlaştırmak, yutulabilir hâle getirmek.
4. Güvenlik ve ekonomi çökebilir.
İran’dan gelecek düzensiz göç, Türkiye’deki işsizlik, sosyal denge ve güvenlik üzerinde büyük baskı oluşturur. Zaten ekonomik kırılganlıklarla mücadele eden Türkiye, yeni bir göç ve terör dalgasını daha taşıyamaz.
5. Mezhepsel fitne yeniden alevlenir.
İran’ın çökmesi, Şii-Sünni çatışmalarını körüklemek için bir fırsata dönüşür. ABD ve İsrail bu çatışmaları bölgeyi parçalara ayırmak için hep kullanmıştır. İran’ın yıkılması sadece bir rejim değişikliği değil bir medeniyetin parçalanması anlamına gelir.
(Devamı var; SARI ÖKÜZ VERİLMEMELİYDİ)
Erbakan; “İsrail-İran savaşı, asıl hedef Türkiye”-17
-Erbakan Hoca uyarmıştı: “İsrail İran’la savaşacak ama asıl hedef Türkiye’dir.”-
Önceki 10 yazı TEŞHİS, bu yazılar da TEDAVİ yani ÇÖZÜM yazılarımızdır…
TEDAVI ve ÇÖZÜM içerikli yazılarımıza kaldığımız yerden devam…
Bu çözüm önerilerimize sadece ülkemiz ve İran değil…
Bütün beşeriyet, bütün insanlık muhtaçtır…
‘Sosyal Tufan’ böyle sona erecek…
***
SARI ÖKÜZ VERİLMEMELİYDİ
Bu konu buraya kadar gelmemeliydi…
Sarı öküz asla verilmemeliydi…
“Sarı Öküz” IRAK idi…
Meşhur hikâyeyi biliyorsunuz, bu vesileyle onu tekrar hatırlayalım ve ibret alalım…
Çakal (günümüzde malum düşman/lar) sürüden bir öküz ister ve der ki:
“Şu sarı öküzü verin, yoksa hepinizin başı belaya girer.”
Sürü korkar, kabul eder.
Sarı öküz verilir.
Ama “ÇAKAL” orada durmaz, ertesi gün bir daha gelir. Bir daha… Bir daha…
Sonunda hepsi biter hepsi de yenilir.
Bugün aynı oyunu izliyoruz.
Bugün İran, o sarı öküzün son kalan kardeşidir.
Ve biz o sürüyüz.
İran’a yapılan saldırılar; cezaevlerine, sivil alanlara, şehir merkezlerine yapılan hava bombardımanları sadece İran’ı değil Türkiye’yi, İslam âlemini ve bütün insanlığı ilgilendiriyor ve bu durumda biz ne yapıyoruz?
Sadece seyrediyoruz ve meşhur hikâyede olduğu gibi, “öküz benim öküzüm değil ya bize ne” diyerek sıramızın gelmesini bekliyoruz.
İşte en büyük hata budur.
Bugün İran düşerse, yarın Türkiye yalnız kalır.
Batı’nın asıl hedefi petrol değil, rejim değil, halk değil.
Asıl hedef: Bölgeyi bölüp yönetmek… Mezhepleri birbirine kırdırmak… Müslüman ülkeleri birbirinden izole etmek…
İran ve Türkiye yüzyıllardır bu oyunu bozdu.
Bugün bile ABD’nin kara operasyonundan korkmasının tek nedeni İran’ın karadaki gücüdür ama İran yalnız kalırsa bu denge bozulur.
Türkiye de İran’dan sonraki asıl hedef olur.
“Sarı Öküz” verildiğinde, gerisi yıkılır.
İran’ı yalnız bırakırsak;
• Yeni göç dalgaları kapımıza dayanır.
• Müzmin terör belası yeniden tırmanır.
• Ekonomimiz daha da kırılgan hale gelir.
• Mezhep çatışmaları Türkiye’ye de sıçrar.
Ve en kötüsü, biz de hikâyedeki son kalan öküz oluruz.
***
İŞ IŞTEN GEÇMEDEN HAREKET EDILMELI
Bu yüzden “İş buraya kadar gelmemeliydi” dememek için şimdi konuşmalıyız. İran bizim düşmanımız değil, komşumuz, kader ortağımız, coğrafya kaderdir dediğimizin canlı örneğidir. Bugün İran’a uzatılan el yarın Türkiye’nin ayakta kalması için gereken dost elidir. Unutmayalım, bugün susarsak, yarın bize konuşacak kimse kalmayabilir.
(Devamı var; BİZE KULAK VERIN… TÜRKIYE VE İRAN NE YAPMALI?)
Kaynak: Reşat Nuri Erol
- Aytaç Dilci: “Edirnelilerin güvenini yeniden kazanacağız” - Temmuz 17, 2025
- Turgut Çelik Yazdı: Mimar Sinan’ın Vefatı, 17 Temmuz 1588 - Temmuz 17, 2025
- Şakir Uysal Yazdı: İmam Hizmetçilik: İçe dönük Şiî Yapıların Kimliği ve Yolculuğu - Temmuz 17, 2025