Reşat Nuri Erol Yazdı: Sistem arayışı; Süleyman Karagülle-Adil Düzen-11

Sistem arayışı; Süleyman Karagülle-Adil Düzen-11
Prof. Dr. M. Tekelioğlu anlatmaya devam ediyor; önceki yazılarla birlikte okunmalı…
“Zaman zaman muhtelif dergilerde çıkan bazı yazıları cevaplama ihtiyacı duydu Süleyman Karagülle. Bunlardan biri Liber+ dergisinde “Paranın Ahlakı” adıyla 2016 yılında çıkmıştı. Bu yazının ana fikri İslam’da haram olanın riba olduğu faiz ile ilgili bir yasağın bulunmadığı şeklinde idi. Ben, Barış Tersaçı müstear adını kullandığı anlaşılan iktisat doktorası sahibi bir yazarın bu yazısından Reşat Nuri Erol’u haberdar ettim ve “Üstad Karagülle buna bir yazıyla mukabele etmek ister mi acaba” diye sordum. Süleyman Karagülle, Liber+ Dergisinde çıkan bu iki yazıya, “Paranın Ahlakı Olmaz, Parada Ahlak Olur” başlığı altında paragraf paragraf cevap verdi. Faiz, riba ve ahlak eksenli bu tartışmayı ilgilenenler için burada zikretmek istedim. Birinci yazı şurada. Daha sonra çıkan ikinci yazı burada.
Burada Yunus Suresi 62’nci ayete verilen anlamdan ve dolayısıyla Kur’an’ın tefsirinde yeni anlayışların ne kadar önemli olduğundan söz etmek istiyorum. Yunus 62 “Ve onlar mahzun da olmazlar” diyor. Bu ayetin tefsirine dair metinden aşağıdaki kısmı okuyalım: “Hüzün” ruhi bir olaydan çok bedenî, hatta ekonomik olay olarak düşünüldüğü zaman, “mahzun olmazlar” demek, yoksulluk içinde sıkıntı çekmezler demektir; dayanışma onların sıkıntısını giderir. / Kur’an’ın manalarını yaşama hayatına uyduramayanlar iki çözüm üretirler; kelimelere hep psikolojik mana vermek yahut olayları ahirete havale etmek. Hüzün hep ruhi bir olay olarak düşünülmüştür. Oysa hüzün sıkıntı içinde olmaktır. Bu sıkıntı ruhi olduğu gibi başı ağrıyanın bedeni sıkıntısı da hüzündür veya borçlu olanın borcunu ödeyemediği zamanki sıkıntısı da hüzündür. Onlar sıkıntıya da düşmezler. Çünkü dayanışmaları sıkıntıları giderir.” Süleyman Karagülle’ye göre “Kur’an’ın kelimelerine görünür mana verip amel etmek gerekir. Onu mücerret sözler olarak alırsanız ve onu geçmiş tarihi hikâyelere hapseder veya ahiret hayatına gönderirseniz Kur’an’dan yararlanamazsınız. Kur’an ahirete ait hükümleri değil dünyaya ait hükümleri içerir. Ahireti kazanmamız için dünyada ne yapmamız gerektiğini anlatır.”
Nasıl bir seçim sistemi? Önemli konulardan biri de bu olsa gerek. Mevcut demokrasilerde belirli periyotlarla seçim yapılıyor. Yani bugün tasvip ettiğiniz bir kişi ya da partiyi yarın değiştirmek isterseniz dört yıl beklemeniz gerekiyor. Acaba daha dinamik bir seçim sistemi mümkün mü? Hz. Peygamber’in vefatından sonra halifeler biat usulü ile seçilmişlerdi. Şu soru beni bir zaman meşgul etmişti: “Nasıl yani, Medine’de ve diğer beldelerde yaşayan herkes gelip, diyelim, Hz. Ömer’e muvafakatini mi bildirmişti?” Bu biraz zor görünüyor. Sanırım kabileler ve diğer topluluklar temsilcilerini belirliyordu önce. Temsilciler de gelip seçim için reylerini belli ediyorlardı.
Dinamik seçim usulünü bir üniversite üzerinden örneklemeye çalışalım. Diyelim ki üniversitenin rektörü seçimle belirlenecek. Üniversitede beş Fakülte ve on bölüm bulunduğunu düşünelim. Bölümdeki üyeler kendilerini temsil etmek üzere Bölüm Başkanı olarak bir isim üzerinde anlaşmış olsunlar. Zaman içerisinde her üye temsilcisini her an değiştirme hakkına sahip olsun. Günümüzde bilgisayarlarla bu değişiklikleri kolayca izlemek mümkün. Eğer mevcut bölüm başkanı önceden tesbit edilmiş belli bir oranın altına düşerek temsil kabiliyetini kaybederse yerine yenisini yine temsil usulüyle eskisinin dönemi bitmeden hemen belirlemek gerekeceği açıktır. Bu usulün fakülte dekanını ve nihayet rektörü belirlemek için de kullanılabileceği izahtan varestedir. Böylece yanlış yapmakta olan bölüm başkanı, dekan ya da rektörün anında değiştirilmesi mümkün hale gelmektedir. Buna gelin dinamik seçim sistemi diyelim. Burada açıklamaya çalıştığımız yöntemin her türlü meclisin belirlenmesinde de kullanılması mümkündür. Dolayısıyla temsilciliğin, fonksiyonunu icra etmek için uzun süre beklemesinin önüne geçilmiş olmaktadır. Seçimlerin bazılarında ittifak şartı getirilebilir. Bunların hangi hususlarda nasıl tespit edileceği sistemin kendi mantığı içinde tayine muhtaçtır.”
(Devamı var; bu vesileyle 24 Mayıs 2021’de vefat eden Süleyman Karagülle ve Prof. Dr. Necmettin Erbakan başta olmak üzere diğer hocalarımızı da anmış oluyoruz…)
Kaynak: Reşat Nuri Erol

admin
Sosyal Medya

admin

1953 yılında Edirne'de doğdu. İstanbul Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu. 11 yılı lise müdürlüğü olmak üzere 25 yıl öğretmenlik yaptı ve 2001 yılında Milli Eğitim Bakanlığı'ndan emekli oldu. Üniversite yıllarından beri hobi olarak çeşitli yerel ve ulusal basında köşe yazarlığı yaptı. İlk kitabı olan 'BAŞARI HİKAYELERİ' 14 Haziran 2018'de yayımlandı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Gönder
Haber İhbar Hattı
Haber İhbar Hattı..
Lütfen Sağ Alttaki Gönder Butonunu Tıklayınız.