Şakir Uysal Yazdı: İmam Hizmetçilik: İçe dönük Şiî Yapıların Kimliği ve Yolculuğu
İmam Hizmetçilik: İçe dönük Şiî Yapıların Kimliği ve Yolculuğu
İslam tarihi, sadece siyasi çatışmalarla değil, aynı zamanda ruhî rehberlik iddialarıyla da şekillenmiştir. Bu bağlamda “İmam Hizmetçilik” kavramı; bir imamın ilahi bilgiye sahip olduğuna, toplumu hem maddi hem manevi düzlemde yönlendirmesi gerektiğine inanılan mezheplerin ortak eğilimini tanımlar. Bu yapılar, tarih boyunca İmam’ı merkez alan bir bağlılık ağı oluşturmuş; kimi zaman devlet kurmuş, kimi zaman da dağlara çekilip gizli cemaatlere dönüşmüşlerdir.
İsmailîler, Caferîler, Fatımîler, Haşhaşîler ve Dürzîler gibi yapıları; imam kavramı etrafında şekillenen ezoterik-siyasi gelenekler olarak dikkat çeker.
İmam Hizmetçiliği Nedir?
“İmam Hizmetçiliği”, sadece bir inanç değil, bir yaşama biçimidir. Bu anlayışa göre:
İmam, Tanrı’nın yeryüzündeki temsilcisidir.
Sıradan halkın aklıyla çözemeyeceği bâtınî (derin) gerçeklikleri o bilir.
Ona hizmet, hem bireysel kurtuluşun hem de toplumsal düzenin yoludur.
Bu çerçevede ortaya çıkan yapılar:
İçe dönüktür: Yani içrek, sır dolu, seçilmişlere açık bilgiye dayanır.
Hiyerarşiktir: İmamdan dailere, onlardan halka doğru akan bir öğreti zinciri vardır.
Kimlikleştiricidir: Mensuplarını hem inanç hem aidiyet temelinde şekillendirir.
Tarihsel Köken: İmamet Krizi ve Bölünmeler
Hz. Ali sonrası başlayan ayrışma:
Ehl-i Beyt sevgisi, zamanla siyasi bir pozisyona dönüştü.
Halifeliğin Hz. Ali ve soyuna ait olması gerektiğini savunanlar, zamanla imam kavramını geliştirerek Sünnî çoğunluktan ayrıldılar.
Caferîler ve İsmailîler ayrımı:
İmam Cafer es-Sâdık’ın ölümüyle başlayan liderlik tartışması,
Musa el-Kâzım’ı takip edenleri → Caferî (On İki İmamcılar)
İsmail bin Cafer’i benimseyenleri → İsmailîler olarak ayırdı.
Bu ayrılık, sadece bir kişi üzerinden değil, imamet anlayışının sınırları üzerinden de farklılaşmayı getirdi:
Caferîler: Daha hukukî ve zahirî İslam anlayışına yöneldi.
İsmailîler: Daha felsefî ve bâtınî bir yola girdi.
Bâtınîleşme ve Coğrafî Rüzgâr
Fatımîler (909–1171):
Kuzey Afrika’da kurulan ve sonra Kahire’ye yerleşen bu yapı, devlet düzeyinde imam hizmetçiliğini temsil etti.
Dai ağı ile Kuzey Afrika’dan İran’a, Suriye’den Yemen’e kadar uzandılar.
Hem dini öğretiyi, hem siyasal iktidarı, hem de kültürel üretimi (örneğin El-Ezher Üniversitesi) ellerinde tuttular.
Haşhaşîler (1090–1256):
İran’da Hasan Sabbah önderliğinde ortaya çıkan bu yapı, imam hizmetçiliğini silaha ve gizliliğe dönüştürdü.
Nizârî kolu, Fatımîler’in Mustalî tercihine karşı çıkarak imam çizgisini Nizâr’da sabitledi.
Alamut Kalesi’nde, fedailer eliyle siyasal suikastlar gerçekleştirdiler.
Coğrafya: İran, Suriye, hatta zamanla Anadolu içlerine kadar uzanan hücre tipi yapı.
Dürzîler:
El-Hâkim Biemrillah’ın tanrılaştırılması fikriyle, İsmailî çizgiden koparak ortaya çıktılar.
Artık imam değil, Tanrı bizzat zuhur etmişti.
Dürzîlik, İslam’dan büyük ölçüde kopup, kapalı bir dinî kimliğe dönüştü.
Coğrafya: Lübnan, Suriye, İsrail gibi dağlık ve etnik açıdan mozaik bölgelerde tutundu.
Kimlikten Cemaate, Devletten Azınlığa
Caferîlik, bugün İran İslam Cumhuriyeti’nin resmi mezhebidir. Yani zahirî imam hizmetçiliği, devletleşmiştir.
İsmailîlik, özellikle Ağa Han önderliğinde Hindistan, Orta Asya ve Kanada gibi coğrafyalarda modern, kültürel bir cemaat kimliği kazanmıştır.
Dürzîler, kapalı toplum özelliklerini koruyarak Suriye ve Lübnan’da politik olarak etkili ama sayıca az bir grup hâlindedir.
Haşhaşîler, tarihsel olarak silinmiş gibi görünse de, hücresel yapı, imam için yaşama ve ölme fikri, çağdaş bazı radikal yapılarda yansımasını bulur.
İmam Hizmetçiliği – Ruhsal Sadakatten Siyasi Silaha
“İmam Hizmetçiliği”, İslam düşünce tarihinde:
Kimlik veren,
Ruhsal bağlılık üreten,
İçe dönük bilgiyle yön veren,
Ve kimi zaman devleti ya da devrimi hedefleyen
bir çizgi olmuştur.
Her biri kendi yoluna gitse de, hepsi şu temel soruya aynı cevabı verir:
“Toplumun kurtuluşu, bilgeliği, düzeni nereden gelir?”
Cevapları: “İmamdan… Ama gerçek imamlardan.”
Kaynak: Şakir Uysal
- Aytaç Dilci: “Edirnelilerin güvenini yeniden kazanacağız” - Temmuz 17, 2025
- Turgut Çelik Yazdı: Mimar Sinan’ın Vefatı, 17 Temmuz 1588 - Temmuz 17, 2025
- Şakir Uysal Yazdı: İmam Hizmetçilik: İçe dönük Şiî Yapıların Kimliği ve Yolculuğu - Temmuz 17, 2025