Şakir Uysal Yazdı: İslam Eğitiminde ve Yaşamında Antik Filozoflar

İslam Eğitiminde ve Yaşamında Antik Filozoflar

İslam dünyasında yüksek öğretim, medrese geleneğiyle birlikte antik filozofları da katan bir entelektüel temele oturmuştur. Bu yapı içerisinde yalnızca dinî ilimler değil, mantık, felsefe, tıp, matematik gibi aklî ilimler de önemli bir yer tutmuştur. Bu alanlarda kaynak ve ilham olarak antik Yunan filozoflarının eserleri, isimleriyle birlikte eğitime dâhil edilmiştir. Eğitim kitaplarında, müfredatta ve yorum eserlerinde Platon, Aristoteles, Hipokrat, Galen, Öklid gibi isimler açıkça zikredilmiş, bu düşünürlerin görüşleri İslam ilim sistemine adapte edilmiştir.

Özellikle Farabi, Aristoteles’in mantık sistemini İslam düşüncesine taşıyan önemli bir figürdür. “Kitabu’l-İbare” ve benzeri eserlerinde Aristoteles’in ismini doğrudan kullanarak onun “kıyas” mantığını kelam ve felsefe eğitimine entegre etmiştir. İbn Sina, hem Platon’un ruh görüşlerine hem Aristoteles’in metafiziğine doğrudan göndermeler yapmış, onları ismen zikrederek eş-Şifâ ve en-Necât gibi metinlerinde analiz etmiştir. Bu filozofların isimlerinin zikredilmesi, sadece bir alıntı değil, aynı zamanda bir akademik otorite gösterimiydi.

Tıp alanında Hipokrat (Buqrāt) ve Galen (Câlīnūs) gibi antik hekimler, eğitim kitaplarında doğrudan isimleriyle yer almıştır. İbn Sina, el-Kanun fi’t-Tıbb eserinde sık sık “Câlīnūs’a göre…” ya da “Buqrāt der ki…” ifadelerini kullanarak bu düşünürleri ismen kaynak göstermiştir. Böylece antik bilgi, İslam dünyasında hem aktarılmış hem de kendi sistematiği içinde yeniden inşa edilmiştir. Medrese tıbbı, bu klasik otoritelerle birlikte yükselmiştir.

Matematik ve doğa bilimleri alanında da isimli referanslar dikkat çekicidir. Öklid (Uqlîdis), geometrinin temeli olarak kabul edilmiş ve medreselerde uzun yıllar okutulmuştur. Pisagor (Fîthâghûrûs), sayıların metafizik anlamları bağlamında İhvan-ı Safa gibi ilim çevrelerinde hem ismen anılmış hem de görüşleriyle tartışılmıştır. Bu kullanım sadece bir geçmişe saygı değil, aynı zamanda ilmi sürekliliğin parçasıydı.

İslam düşünürleri bu antik filozofları sadece teorik olarak değil, eğitim pratiğinde de merkezî bir yere yerleştirmiştir. İbn Rüşd, Aristoteles’in eserlerini detaylı biçimde şerh ederek hem ismini hem düşüncesini eğitimde yaşatmıştır. Bu yüzden Aristoteles’e verilen unvan “Muallim-i Evvel”, yani “İlk Öğretmen” olmuştur. Bu isim, İslam yüksek öğreniminde antik filozofların ne derece merkezî bir yer tuttuğunu açıkça göstermektedir. Böylece Yunan düşüncesi, isimleriyle birlikte İslam eğitim sisteminin yaşayan bir parçası olmuştur.
Kaynak: Şakir Uysal

admin
Sosyal Medya

admin

1953 yılında Edirne'de doğdu. İstanbul Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu. 11 yılı lise müdürlüğü olmak üzere 25 yıl öğretmenlik yaptı ve 2001 yılında Milli Eğitim Bakanlığı'ndan emekli oldu. Üniversite yıllarından beri hobi olarak çeşitli yerel ve ulusal basında köşe yazarlığı yaptı. İlk kitabı olan 'BAŞARI HİKAYELERİ' 14 Haziran 2018'de yayımlandı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Gönder
Haber İhbar Hattı
Haber İhbar Hattı..
Lütfen Sağ Alttaki Gönder Butonunu Tıklayınız.