Reşat Nuri Erol Yazdı: Akevler Kooperatifi’nin hafızası Nazif Satoğlu-2

Akevler Kooperatifi’nin hafızası Nazif Satoğlu-2
Önceki yazıyla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam…
“Ortaokul ve lise yıllarında arkadaşları onun milliyetçi muhafazakâr yapısını fark etmişlerdir. O da zaten bunu saklamak derdinde değildir, bildiği doğruları etrafına anlatmaktan çekinmez. Dünyada olup bitenleri de o yaşta dikkatle takip eder. İkinci dünya savaşının seyrini izlerken bulunduğu çevredeki insanların Almanlardan yana bir duruşu olduğunu söyler. Yahudilerin İzmir’den İsrail’e göçlerini de anlatır.
Fikri oluşumunun temelini ailenin yapısı belirliyordu elbette. Ama Nazif Satoğlu onun üstüne daha ne kadar koyabilirim kaygısındaydı. Bunu o yıllarda çıkan Büyük Doğu mecmuasını okuyarak temin ediyordu. Ama bakın “Hayat Hikayem” kitabında bu konuda ne anlatıyor: “Ben liseyi bitirdiğim 1947 senesinde Necip Fazıl Kısakürek’in çıkardığı Büyük Doğu mecmuasını okuyorum diye bir sene sivil polislerce takip edilmiştim. En sonunda şişman bir sivil polise, Hisar Cami’nin kapısında ‘beyefendi, sayemde camiye de giriyorsunuz, sevabınızın bir kısmı da inşallah bana ait olur’ demek suretiyle takip edildiğimi bildiğimi bildirmiş ve bu sayede o şahsın takibinden kurtulmuştum. Belki de böyle yapmakla hata yaptım. Kim bilir onun yerine hangi tanımadığım birini arkama takmışlardı.”
Yüksek tahsil hevesi ile bazı arayışlar sonunda İzmir Yüksek Ekonomi ve Ticaret Okulu’na başlar. Okulun Talebe Derneğinde görev alır. Sesimiz ve Gıdık adlı dergileri çıkarır. Hakkını savunmaktan hiç çekinmez. Bir imtihanda çok iyi kâğıt verdiğine inanır ama beklediği not gelmeyince önce Hoca, sonra okul nezdinde itiraz eder. Bu itiraz sonuç vermez. Zamanın Milli Eğitim Bakanı Tevfik İleri’ye cevaplı bir telgraf çeker ve itirazını en yüksek mercide dile getirir. Heyet huzurunda yeniden tetkik ister. Bakan Okul Müdürüne gitmesini, gerekli talimatı verdiğini söyler. Müdür, Hoca ve kendisinin bulunduğu masada kağıtlar açılır, tek bir kağıttaki notu gerçekten düşüktür, ama “Efendim, ben üç kâğıt vermiştim, ikisi nerede” der. Kâğıt tomarı incelenince diğer iki kâğıdın değerlendirilmediği anlaşılır ve yüksek notla başarısını tescil ettirir. Üniversiteden mezun olmasına az kalmıştır. Talebe Derneği olarak Diyanet İşleri Başkanı Ahmet Hamdi Akseki’yi İzmir’e konferansa davet ederler. 1950 yılı Nisan ayında İzmir Yüksek Ekonomi ve Ticaret Okulu’nun büyük amfisinde konuşur Ahmet Hamdi Akseki. Valiye, merkez komutanına, savcı ve hakimlere, borsa ve odalara davetiyeleri Nazif Bey bizzat elden götürmüştür. İslam Dini başlıklı konferansın bir benzeri yoktur o güne kadar İzmir’de.
Mezun olduktan sonra birkaç yere müracaat eder iş için. Nihayet 1952 yılında Ticaret Bakanlığı bünyesinde pamuk eksperi olarak memuriyete başlar. İlk görev yeri Aydın’ın Koçarlı ilçesidir. İşi pamukları kalitesine göre sınıflandırmak ve balyalara gerekli mühürü vurmaktır. İstismara açık bu işte kimseye tolerans tanımaz. Hakkı neyse onu tayin eder. Bu bakımdan başının derde girdiği de olmuştur. Fakat başlangıçta bir iki hadise olsa da daha sonra onu herkes tanımış ve uygunsuz şeyler teklif edilemeyeceğini öğrenmiştir. Bir keresinde böyle bir teşebbüsü pamuk balyalarının ulaşacağı çırçır fabrikalarına kadar takip ettirmiş ve sahtekarlığı önlemiştir. Başlangıçtaki bu hadiseden sonra da kendisinin tayin ettiği pamuk tipine 25 yıl süreyle bir daha itiraz eden çıkmamıştır. 15 Mart 1953 tarihinde Şadan Hanımla evlenir. Şadan Hanım, Nazif Beyin halasının dördüncü kızıdır. Yüzbaşı Mahmut Hulusi Satoğlu ile Leyla Satoğlu’nun kızı Şadan Hanım, kız enstitüsü mezunudur. Yüzbaşı Amca Çanakkale’de savaşmış, yaralanınca malulen geri hizmete çekilmiş, uzun yıllar tarih öğretmenliği ve Kayseri’de askeri ambar memurluğu hizmetlerinde bulunmuştur.
Nazif Beyin hadiseleri değerlendirirken gösterdiği akl-ı selim dikkate değer.
İşte 27 Mayıs’a giden yolda CHP’ye bakışı: “CHP’lilerce hakir görülen halk, şakşakçı kadroları hiçbir zaman iş başında görmek istemiyordu. Çünkü Türkiye’de en büyük darbeyi daima hukukçu geçinen CHP’lilerin yaptığına inanıyordu. Laiklik maskesi altında milletin milli ve dini yaşayışı ile çarpışan kökten batıcı, kabuktan solcu, yürekten de İslam düşmanı, İttihat Terakki kalıntısı bir takım sözde seçkinlerin toplandığı CHP’yi hiçbir zaman iktidar yapmamıştı ve yapmayacaktı.” (Devamı var)

admin
Sosyal Medya

admin

1953 yılında Edirne'de doğdu. İstanbul Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu. 11 yılı lise müdürlüğü olmak üzere 25 yıl öğretmenlik yaptı ve 2001 yılında Milli Eğitim Bakanlığı'ndan emekli oldu. Üniversite yıllarından beri hobi olarak çeşitli yerel ve ulusal basında köşe yazarlığı yaptı. İlk kitabı olan 'BAŞARI HİKAYELERİ' 14 Haziran 2018'de yayımlandı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Gönder
Haber İhbar Hattı
Haber İhbar Hattı..
Lütfen Sağ Alttaki Gönder Butonunu Tıklayınız.