Basından Seçmeler/ Ali Karahasanoğlu Yazdı: Bayraktaroğlu, Ataklı, Özdil, Altaylı.. Bu yalancılara kim inanır?
Bayraktaroğlu, Ataklı, Özdil, Altaylı.. Bu yalancılara kim inanır?
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli, kalp rahatsızlığı geçirmiş, ameliyat olmuş idi.
Bir yalan.. Bin yalanla birlikte. Bir algı operasyonu. Binlerle çoğalıyor.
Bir yalan üretme merkezi.. Yanında yüzlercesi..
Sosyal medyayı geçin, dedikodu merkezi haline gelen kişisel hesapları geçin..
40 yıllık 50 yıllık gazetecilik sıfatı taşıyan isimler..
“Devlet Bahçeli öldü” diye açıklama yapıyorlar..
Biraz utangaç olanları, “Bahçeli entübe edildi” diye sözümona yalanı yumuşatarak veriyorlar..
Somut isimleri de aktarayım, anlatımımız havada asılı kalmasın..
Memduh Bayraktaroğlu, Nefes gazetesinde halen yazarlık yapıyor. Youtube videoları ile yalanlar eşliğinde seçilmiş yönetime operasyonlar çekiyor..
Çok net olarak, Sayın Devlet Bahçeli’nin öldüğüne dair iddialarda bulundu..
Geçtik..
Amcası 27 Mayıs darbecilerinden olan Can Ataklı, o da halen Nefes gazetesi yazarı..
O da, “Bahçeli entübe edildi” başlıklı bir paylaşım yaptı..
“Bitkisel hayata girdi ve entübe edildi” diye alçakca yalan söyledi..
Hatta bu yalan paylaşımı sebebi ile gözaltına alındı, destekçileri, “Artık hastaneden haber vermek de suç oldu” diye, ahlaksızca yeni yalanlar üretip, sanki gerçek bir haber verilmiş de, soruşturma açılmış gibi algı yaptılar.
Konuya bodoslamadan girdim..
Sayın Devlet Bahçeli’nin rahatsızlığı üzerinden algı yapıp, yalan üreterek vefat ettiğine dair söylenti çıkaranların amacı ne?
Türkiye’de güvensizlik ortamı oluşturmak..
Kaos çıkarmak..
Siyasi iktidarı devirmek..
Bir ay öncesine kadar bunu söyleseydim, “Hah hah ha.. Beka sorunu mu hortladı. Hah hah ha.. İsrail mi bize saldıracak” diye sözlerimle alay edeceklerdi. Bugün geldiğimiz noktada, konu biraz daha netleşmiş durumda.
İsrail’in İran’a saldırısı, ABD’nin İran’a saldırısı sonrasında, bölgedeki küresel güçlerin çakallıkları daha net fotoğraf vermeye başladı..
Bahçeli’nin vefat ettiğine dair yalanlar da, küresel güçlerin Türkiye üzerindeki oyunlarını kolaylaştırma rolü oynamak amacı ile üretiliyordu..
“İsrail’in İran’dan önce Türkiye’yi karıştırmak, illegal olaylar çıkararak, iç savaş çıkaracak olayları organize ederek iktidar değişikliği yaptırmak” için, Cumhur İttifakı’nın ortağı üzerinden yalanlar ortaya atılıyordu.
Yalancıların, algı operasyoncularının isimleri bitmedi.
Yılmaz Özdil de, “bu işin sonunda rezil olmak da var” diye biraz da mahcup şekilde, aynı koroya katılmıştı..
Özdil’in dedikleri de şöyle:
“Operadaki Hayalet ya kalp kapağı ameliyatı oldu Devlet Bahçeli çok şükür kendisi yaşıyor. Geçmiş olsun. Herkese telefon ediyor bu arada. Ama kimse görmüyor. Kardeşim, Devlet Bahçeli operadaki hayalet gibi. Ya Selahattin Demirtaş’a telefon ediyor.. Pervin Buldan, Sırrı Süreyya Önder’e telefon ediyor. Barış Alayı çekeceğiz falan diye Yılmaz Erdoğan’a telefon ediyor. CHP’li Sezgin Tanrıkulu’na telefon ediyor ama, yüzünü gören yok abi. Sesi var görüntüsü yok.. Operadaki hayalet gibi..”
Ne kadar utanmazca yalanlar söyleyebiliyorlar, görüyor musunuz.
Bu adamların, o dakikadan sonra, artık hangi söylediklerine inanabilirsiniz?
Hangi tespitlerinin, ahmakça olmadığına inanabilirsiniz..
Bu “ses var görüntü yok” söylemi sonrasında..
“Yapay zeka ile muhataplar konuşturuluyor” iddiası mı dersiniz.
Daha başka yalanlar mı?
Devlete güveni sarsmak.
Devlet tarafından yapılan her açıklamanın yalan olduğu şeklinde bir algının oluşması için, koro halinde bu alçak yalanlar dillendirildi..
Şimdi operayı da, hayaleti de, gerçeği de gördün mü, Yılmaz Özdil.
Dünkü grup toplantısında, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin konuşmasını izledin mi?
Bir küçük özür dilediniz mi, kendisinden?
Milletten..
Hayır.
Yalanlara kaldıkları yerden devam ediyorlar.
Önceki gün tutuklanan Fatih Altaylı da, “Benim de tuzum olsun, bu yalan çorbasında diyerek, şunları söylemişti: “Telefon eden ve tweetler atan kişinin Devlet Bahçeli olduğundan şüphelenmeye başladım.”
Tekrar belirtmek zorundayım.
Saadet başta, Gelecek yanında, Deva sıraya girmiş şekilde, ne diyorlardı: “Ekonominin sağlam temellerde inşası için, güven ortamı sağlanmalı.”
İşte bu riyakarların yapmak istedikleri ise, “Bahçeli öldü” yalanı üzerinden toplumda kafa karışıklığı oluşturmak, güven ortamını bozmak ve sonuçta ekonomiyi tahrip etmek, ardından da ülkenin yönetilemez olduğunu öne sürüp..
Belki de Altaylı’nın önceden kurgulandığı anlaşılan, o son konuşmasındaki, “Padişahlara suikast düzenlemiş bir millet” ortamını hazırlamak..
Boşverin siz, “N’oluyoruz ya.. Tarihi olayları anlatmak da mı yasak” savunmalarını.
Tarihi olayların içinde, yaşanmış olayların içinde, padişahlara suikastlar da var. Suikasta kalkışanların idam sehpasında sallandırılmaları gerçeği de var..
Niye çakallık yapıyorsunuz?
Niye suikastları; tarihi olay diye anlatıyorsunuz da, isyan edenlerin idam sehpalarında sallandırıldığı tarihi olayları hatırlatmıyorsunuz?
Değerlendirmelerimi abartılı bulacaklara hatırlatayım..
Sayın Bahçeli’nin vefat ettiğine dair, yukardaki isimlerin yaptıkları imalar sonrasında, borsa üzerinden milyarların elden ele kaçırıldığı olaylarla ilgili savcılığın yürüttüğü bir soruşturma dahi var..
Yani, Bahçeli üzerinden üretilen yalanlar sayesinde, bazı isimler, milyarlarına milyarlar kattılar..
Bu ismini verdiğim yalancılar ya bilerek, o soygunun ortaklarıdır. Ya da, soygunun faillerinin konu mankenleridir..
Bugün geldiğimiz noktada, Sayın Devlet Bahçeli, MHP’nin grup toplantısında, yarım saat boyunca, bu hainlerin ağızlarının payını verircesine konuştu mu?
Önceki dönemde, devletin de, Bahçeli’ye yakın isimlerin de, kesinlikle yalan açıklama yapmadıkları, ispatlandı mı?
Milletten hiçbir şeyin gizlenmediği ortaya çıktı mı? Şimdi bu dakikadan sonra, bu yalancıların hangi söylediklerine bu millet inanır?
Memduh Bayraktaroğlu’nun, Can Ataklı’nın, Yılmaz Özdil’in, Fatih Altaylı’nın ve daha nicelerinin..
Yalanlarına, artık kim inanır?
Dahasını da söyleyeyim, bu milletin nasıl kandırıldığını anlayın..
Gerçekleri yazdığımızda, bize ahlak öğretmeye kalkan, Ali Mahir Başarır’ları da unutmadık..
Ne demişti, Devlet Bahçeli için: “Çeneni kapat, hasta yatağında yat, sus artık.”
Nasıl ahlaksızlar, görüyor musunuz?
Nasıl vicdansızlar..
Akit’e bir hafta önce, “Bu nasıl kötülük” diyerek, hakarette bulunan bu riyakar CHP’li, Sayın Devlet Bahçeli için, yanlış okumadınız, o sözleri sarfetmişti..
Üniversiteli gençlerin, CHP’li tabanın, hatta muhafazakarların bir kısmının nasıl aldatıldığını ispat için, bir not daha aktarayım.
Bu Yılmaz Özdil var ya, bu Yılmaz Özdil..
Sayın Bahçeli, Ekrem İmamoğlu gözaltına alındığı ve tutuklandığı günlerde, henüz kalp ameliyatı sonrasında hiçbir görüntü vermemişti. Özdil de bunu fırsat bilip, “Ekrem İmamoğlu’na yolsuzluk soruşturması ve gözaltıların sebebi, Bahçeli’nin öldüğünün gizlenmek istenmesi. Dikkatleri başka yere çekiyorlar” diyebilmişti.
Yani yolsuzluk falan yok. Durduk yerde Ekrem İmamoğlu gözaltına alınıp tutuklanıyor, Çünkü Bahçeli’nin öldüğünün konuşulmaması gerekiyor…
Allah bu akılsızlara akıl versin dersem..
Yanlış mı yapmış olurum.
Tilkiliklerini masumlaştırmış mı olurum?
Bu vesile ile Sayın Bahçeli’ye, geçmiş olsun dileklerimizi ulaştırmış olalım.
Kaynak: Ali Karahasanoğlu…
- Sadettin Bayram Yazdı: İçimizdeki Truva Atları - Haziran 26, 2025
- TÜ Rektörü’nden Sağlık Müzesinde Basın Mensuplarıyla Sohbet Toplantısı - Haziran 26, 2025
- Kırkpınar Yağlı Güreşleri Festivali Programı Belli Oldu - Haziran 26, 2025