Mustafa Kır Yazdı: D-8’lerin 28. Kuruluş Yıldönümünde D-8’leri Anlayabilmek
D-8’LERİN 28. KURULUŞ YILDÖNÜMÜNDE D-8’LERİ ANLAYABİLMEK!
D-8’ler Ekonomik ve İş birliği Teşkilatının kuruluşunun 28. Kuruluş yıl dönümünde teşkilatının kurucu mimarı, 54.Hükümetin Başbakanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan’a ve emeği geçenlere şükranlarımı arz ediyorum, vefat edenlere Allah’tan rahmet, hayatta olanlara sağlık ve afiyetler diliyorum.
Prof. Dr. N. Erbakan Hocamız siyaseti kuru bir particilik adına yapmamış, hayatı boyunca reel politik oyunlara kapılmadan topyekûn İslam ve insanlık âleminin dertleriyle dertlenmiştir. Türkiye’nin dertlerini dert edindiği kadar Doğu’nun-Batının, Asya’nın, Avrupa’nın, Afrika’nın, Balkanların Doğu Türkistan’ın, Ceziretu’l-Arab’ın, Kâbe’nin, Filstin’in Kudüs’ün Beytü’l Makdis’in, Irak’ın, Suriye’nin, Libya’nın, Kaşmirin, Arakanın, Çeçenistan’ın, Saray Bosna’nın dertlerini dert edinmiştir. Hayatı iman ve cihattan ibaret sayan Merhum Erbakan’ın İslam ve insanlık alemine en büyük hizmeti, İslam Birliğinin “Yaşanabilir Bir Türkiye” “Yeniden Büyük Türkiye” ve “Yeni Bir Dünya” idealinin ilk nüvesi olan D-8’ler olmuştur.
D-8’ler sıradan bir kuruluş değildir. Kalkınma yolundaki İslam ülkelerinin dünya ekonomisi içindeki konumlarını iyileştirmek, aralarındaki ticari ilişkilerini geliştirmek ve çeşitlendirmek, üye ülkelere ticari alanda yeni imkanlar sunmak, uluslararası arenada karar verme mekanizmalarına güçlü bir şekilde katılmalarını sağlamak, vicdanî ve manevi dinamiklerini de harekete geçirmek amacıyla kurulan; hem küresel anlamda bir dış politika hamlesi, hem de küresel ölçekte; Müslümanların sosyal, siyasal, kültürel, ekonomik, diplomatik ve askeri birlikteliğini de hedefleyen, sömürgeciliğe karşı bir duruşu ortaya koyan İslam Birliği Hareketidir.
Barışın yerini savaşın, tevazunun yerini tekebbürün, adaletin yerini çifte standardın,, insan hak ve hürriyetlerinin yerini tahakkümün aldığı, İslam coğrafyasının birçok bölgesinde çatışma ve savaşların sürdürüldüğü, 70 milyon insanın zorunlu olarak göçe tabi tutulduğu, 250 Milyon çocuğun savaş ortamından etkilendiği bir çağda; Siyonizmin insanlık için en büyük tehlike olduğunu bilen; basiret ve dirayet sahibi Profesör Dr. Necmettin Erbakan; Siyonizm’in küresel projelerini, Batı dünyasının entrikalarını ve sömürgeleştirme politikalarını etkisizleştirmek amacıyla sadece İslam coğrafyasının değil, tüm dünyadaki ezilen ve sömürülen ülkelerin kalkınmalarını sağlamak ve “Yeni bir Dünya” özlemlerini gerçekleştirmek suretiyle bütün insanlığın barış ve huzur içinde yaşamaları için D-8 lerin kurulmasına öncülük yapmıştır.
D-8’ler; Savaş değil barış, çatışma değil diyalog, çifte standart değil adalet, üstünlük değil eşitlik, sömürü değil iş birliği, baskı ve tahakküm değil, insan hakları ve hürriyet şeklinde 6 temel prensip üzerine kurulmuştur. Ne yazık ki Suud Kralı Faysal’dan sonra İslam İş birliği Teşkilatına amaç ve ilkeleri doğrultusunda bir işlerlik kazandırılamadığı dibi Merhum Erbakan’ın sonra da D-8’ler istenilen noktaya taşınamamıştır.
İİT İslam İş birliği Teşkilatına mensup 57 İslam ülkesi ve yine onlar içinde yer alan D-8 ülkelerinin İslam kardeşliği ve ümmet bilinci içerisinde maddi ve manevi kalkınma hamlelerini sürdürmüş olsalardı Siyonist İsrail ne Filistin topraklarını işgal edecek gücü, ne de Lübnan’ ana, Suriye’ye, İran’a ve Yemen’e saldıracak cesareti kendisinde görebilecekti.
D-8’ler; baskıya, sömürüye, işgale dayalı mevcut dünya düzeninin yerine insan haklarına, adalete ve hoşgörüye dayalı Yeni Bir Dünya kurulması için; Müslüman ülkelerin tümü yerine; 1,3 Milyarlık nüfusa 7,5 Milyon kilometrekarelik toprağa, dünyada kanıtlanmış petrol rezervlerinin %12’sine, doğalgaz rezervlerinin %22’sine; bunun dışında stratejik öneme ve belli alt yapıya; zengin enerji kaynaklarına, maden yataklarına, temiz su havzalarına sahip, nüfusu 60 milyonu aşan Bangladeş, Endonezya, İran, Malezya, Mısır, Nijerya, Pakistan ve Türkiye’nin de içinde yer aldığı sömürülen müstazafların sömürgeci müstekbirlerin karşısına bir güç olarak; her türlü şahsi, etnik, mezhepsel veya bölgesel ihtilafları bir kenara bırakıp, gönül birlikteliğini güç birlikteliğine dönüştürülmesi adına kurulan bir Ekonomik ve İşbirliği Teşkilatıdır.
Erbakan, 54. Hükümetin kurulmasının ardından 22.10.1996 da yapılan “Kalkınmada İş birliği Konferansı’nda alınan karar gereği; yeryüzünde Hakkı hâkim kılma adına; 2. Cihan savaşından sonra yapılan Yalta Konferansı ile dünyanın, galip devletlerarasında paylaşılmasını ve Birleşmiş Milletlerde 5 daimi ülkenin Veto hakkı ayrıcalığına karşı bir duruş sergilemek; Adil bir dünyanın kuruluş amaçlarının benimseneceği 2. Yalta Konferansı ile “Yeni bir Dünya ”nın kuruluşunu gerçekleştirmek amacıyla 15.6. 1997’de İstanbul’da yapılan Devlet ve Hükûmet başkanları zirvesinde D-8’lerin kuruluşu İstanbul Deklarasyonu İle resmen ilan edilmiştir.
D-8’ler; İslam Birliğinin çekirdeği, “Yaşanabilir Bir Türkiye”, “Yeniden Büyük Türkiye” ve “Yeni Bir Dünya” idealinin ilk basamağıdır. İlerleyen süreç içinde D-8’lere Müslüman ülkelerden D- 60’ların eklenmesi ile D-60’ların, D-60’lara ezilen ülkelerden D- 100’lerin eklenmesi ile D-160’ ların oluşturulması ve D-160’lar’ında emperyalizmin etkisi altında kalan G-8’ler ile bir araya getirmek suretiyle; 1. Yalta konferansı ile egemen güçler arasında kurulan sömürü düzenini sonlandıracak, BM nezdinde veto hakkı ayrıcalığının etkisizleştirilmesi ve Adil bir dünyanın kurulması planlanmıştır.
D-8’lerin bayrağında altı yıldız şeklinde formüle edilen; savaş yerine barışın, çatışma yerine diyaloğun, çifte standart yerine adaletin, üstünlük yerine eşitliğin, sömürü yerin iş birliğinin, baskı ve tahakküm yerin insan haklarının hayata geçirilmesi prensipleri: Sadece üye ülkelerin değil, dünyadaki tüm ezilen ve sömürülen insanların adil bir düzen sistemi ile kurulan “Yeni Bir Dünya” da barış, huzur ve refah içinde yaşamaları öngörülmüştür.
Müslüman ülkelerin ve dünya milletlerinin barış ve huzur içinde yaşamaları, hep birlikte ekonomik kalkınmaları için fikri ve siyasi temeller üzerine inşa edilen D-8’ler ile İslam Birliğinin oluşturulması düşüncesi birdenbire ortaya çıkan bir hadise değil, Necmettin Erbakan’ın çocukluk yaştan beri düşlediği hayallerinin gerçeğe dönüştürülmesi yönünde gösterdiği üstün çabaların ürünüdür. D-8’ler yaklaşımının tam anlamıyla anlaşılabilmesi; Erbakan’ın İslamî anlayışının ve siyasete bakışının kavranmasına bağlıdır.
Ona göre siyaset, harcıalem bir uğraş değil, Allah’ın rızasını kazanmak için yapılan cihat ile eş anlamlı bir mücadelenin; Millî Görüş Hareketi ise, “Adil Düzen” doktriniyle ortaya çıkan, İslam Birliği” idealini önceleyen; Müslümanların sosyal, siyasal, kültürel, ekonomik, diplomatik ve askeri birlikteliğini hedefleyen, sömürgeciliğe karşı bir duruşu ortaya koyan “Yaşanabilir Bir Türkiye”, “Yeniden Büyük Türkiye” ve “Yeni Bir Dünya” ideallerini gerçekleştirmek üzere; siyaset yoluyla yürütülen İslamî bir kavramın adıdır.
Millî Görüş Hareketine göre: Dünya, başlangıçtan günümüze kadar Hakkı üstün tutan hak merkezli medeniyetler anlayışı ile kuvveti esas alan güç merkezli batıl medeniyetler anlayışlarının mücadelesine sahne olmuştur. Hakkı üstün tutan medeniyetler Peygamberlerin, kuvveti üstün tutan medeniyetler ise Firavunların hak ve medeniyet anlayışını temsil etmektedir.
Milli Görüş Hareketi; Kuvveti esas alan ve Firavunların yolunu takip eden ırkçı emperyal küresel güçlerin oluşturdukları; tekelci sermayeye hizmet eden (BM) Birleşmiş Milletler, NATO, AB Avrupa Birliği (AET), UNDP, UNİCEF, Dolar-Euro, DSÖ, UNESCO’ gibi oluşumlara bir alternatif olarak öncelikle; 7 Milyarlık insanlık âleminin saadetini; İslâm birliğinin kurulmasına ve buna bağlı olarak ta Müslüman ülkeler Birleşmiş Milletler, Müslüman Ülkeler Savunma İşbirliği, Müslüman Ülkeler Kültür İşbirliği, Müslüman Ülkeler Ortak Pazarı Teşkilatlarının kurulmasına ve Müslüman Ülkeler Ortak Para Birimi’ne geçilmesi şartına bağlamıştır.
Millî Görüş Hareketi, Türkiye’nin Selçuklu ve Osmanlı İmparatorluklarının doğal mirasçısı sayılması; Türk kimliğinden dolayı Türkî Cumhuriyetler, Müslüman kimliğinden dolayı tüm İslâm ülkeleri ile tarihsel bir ilişkisinin bulunması sebebiyle; Türkiye’ye öncü ve lider ülke rolü biçilmiştir. Bu sebeple bugün Ortadoğu’da, Filistin’de D. Türkistan da Arakan ’da ve dünyanın birçok bölgesin soykırıma, zulme maruz kalan, açlıkla, yoklukla, kıtlıkla boğuşan mazlum milletlerin kurtarılmalı için Türkiye Cumhuriyeti Devletine D-8’ler ile öncülük yapma rolü yüklenmiştir.
Diyaloğun yerini çatışmanın, adaletin yerini çifte standartın eşitliğin yerini üstünlüğün, hakça paylaşımın yerini sömürünün, insan haklarının yerini baskı ve zulmün aldığı İslam coğrafyasında güç kullanımının giderek arttığı, Orta Doğu haritasının değiştirilmeye, Kudüs’ün esir alınmaya ve Gazze topraklarına çökülmeye çalışıldığı insanlığın bir felakete doğru hızla sürüklendiği bir dönemde, insanlığın kurtuluşu için çok ulvi amaçları gerçekleştirmek üzere kurulan D-8’ler ve (İİT) İslam İş Birliği Teşkilatı gibi uluslararası kuruluşlar bugün amaç ve ilkeleri doğrultusunda harekete geçirilmemiştir.
D-8’lerin kuruluş amacına uygun olarak, canlı ve diri tutulması, İslam coğrafyasında sürdürülen soykırım, vahşet ve zulmü ve Orta Doğunun yeniden şekillendirilmesini önleyecek küresel bir güce dönüştürülmesi Başta D-8 ve İİT teşkilatına üye ülke liderinin ve tüm ümmetin sorumluğudur. Bu kuruluşlar bugün harekete geçirilmeyecekse ne zaman harekete geçirilecektir?
İslam alemini ve bütün insanlığı ilgilendiren; bir inancın, bir emeğin ve bir adanmışlığın ürünü olarak, 54. Hükümetin Başbakanı Erbakan tarafından insanlığın hizmetine sunulan D-8 gibi küresel anlamda; “Ekonomik ve İş birliği Teşkilatı”nın tıpkı İslam İş birliği teşkilatı (İİT) gibi âtıl konuma düşürülmesi, amacından uzaklaştırılması başta Erbakan Hocamızın hatırasına saygısızlık ve bütün insanlık alemine yapılan en büyük kötülüktür. 15.6.2025
Kaynak: Mustafa Kır
EĞİTİMCİ, YÖNETİCİ
- Edirne’nin en ‘Şirin’ krizinde vali devreye girdi - Haziran 16, 2025
- Mehmet Ali Abakay Yazdı: Kınıyoruz - Haziran 16, 2025
- Selçuk Temelatan Yazdı: Saha çalışmasında hediye stantında iki adet Mevlevi sikkesi - Haziran 16, 2025