Kitabın Bitmeyen Yolculuğu: SAHAFLAR..📔
Kitabın Bitmeyen Yolculuğu: SAHAFLAR..📔
“Sahaflardan geçmediğim gün, diyâr-ı gurbette bulunuyorum zannederdim.”
– İbnü’l Emin Mahmud Kemal İnal
“Her biri birer ilim ve gönül ehli olan bu sahaflar; insanlar gelsin de otursunlar, okusunlar diye bekler gibiydiler. Dertleri para kazanmak değildi zannımca, gönül kazanmak, insan kazanmaktı..”
…Sahaf, genel anlamıyla eski, artık basımı yapılmayan ya da ikinci el dergi ve kitapların alınıp satıldığı veya başka bir kitapla değiştirildiği küçük işletmeler ile bu mesleği yapanlara denir. Tarihi öneme sahip eski yazılı eserlerin bulunabileceği mekanlardır ayrıca…
Sahaflar sadece kitap satmaz; aynı zamanda kültürel mirası yaşatan, bilgiye nostaljik bir yolculuk yaptıran mekanlardır. Eski ansiklopedilerden el yazması eserlere, plaklardan dergilere kadar geniş bir yelpazede ürün sunan sahaflar, zaman zaman takas yöntemiyle de alışveriş yapar. Hem mesleğin adı hem de bu işi yapan kişilere verilen unvandır sahaf.
Sahaflar kitapları seven insanların kurduğu dükkanlardır. Bu insanların kitaplarla özel ilişkileri vardır. Eski kitapları satın almaktan hoşlandıkları gibi şahız kütüphanelerini de satın alırlar. Böylece nadir bulunan ve basımı olmayan kitapları, ilgilileriyle buluştururlar.
Ülkemizde Sahaflık Geleneği…
Sahaflık geleneği ülkemizde oldukça köklüdür. Osmanlı dönemine kadar uzanan bu meslek, ilk olarak 14. yüzyılda Bursa’da ortaya çıkmıştır. Başkentliğin Edirne’ye taşınmasıyla sahaflar da bu şehre yönelmiş, ardından İstanbul’un başkent olmasıyla en parlak dönemlerini burada yaşamıştır. Seyyah Evliya Çelebi’nin aktardığına göre 17. yüzyılda İstanbul’da 50’den fazla sahaf dükkanı ve 300’e yakın sahaf bulunmaktaydı.
O dönemlerde sadece sabit dükkânlar değil, seyyar sahaflar da vardı. “Bohçacı” adı verilen bu gezici sahaflar, kitaplarını konaklara ve zengin evlerine götürerek satarlardı. Sahaflar aynı zamanda lonca sistemine dahil olan esnaflardandı.
Ortaçağ İslâm dünyasında kitap istinsahı ve satışı ile meşgul olan kimselere verrâk denilmekteyken Osmanlı döneminde sadece kitap satışını meslek edinenlere sahaf adı verilmiştir..Asırlarca Türklerin esnaf dayanışmasını oluşturan ahî teşkilatının Türk esnafına kazandırdığı ahlâk, sahaflarda kitap terbiyesi olarak daima can bulmuştur. Eski maarif bakanı Hasan Ali Yücel’in “İnsan bir şey alacaksa kitap almalı, bir şey satacaksa kitap satmalı” sözünden çok etkilenmiş son büyük sahaflardan İbrahim Manav anılarında, kendisi siftah etmiş bir sahafın komşu sahafların da siftah etmesi için gelen müşteriyi hemen onlara yönlendirme geleneğinden bahseder…
Eski kitapları okuyabilen ve anlayabilen okurun azalması ve de internetin insan hayatında daha fazla yer edinmesiyle sahaflara olan ilgi azaldı.
Yani diyelim ki;
Kitap biraz bende dursun, sonra başka birine, ondan başkasına geçsin.”Kitap okumaya her zaman ihtiyacımız var……❣️
Kyn ..Eleman net.is.rehberi..Vikipedi org.
.https://islamansiklopedisi.com..
- İdris Günaydın Yazdı: İbrahim Peygambere Bir Köpüklü Kahve - Haziran 28, 2025
- Edirne’de İnşaat İşçilerinin Kavgası Polisi Alarma Geçirdi - Haziran 28, 2025
- 664. Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri İçin Hazırlıklar Sürüyor - Haziran 28, 2025