İl Başkanına Baktığım Zaman, Genel Başkanını Görebilmeliyim

Köşemin adı her ne kadar; “Edirne Kulisi” olsa da bu kez Edirne’yi yazmayacağım!
Çok değerli bir arkadaşımın dediği ve benim de çok beğendiğim ve yazıma başlık olarak kullandığım şu söz her şeyi özetliyor, aslında: ” Ben, her hangi bir partinin herhangi bir ilinde, o partinin il başkanına baktığım zaman, genel başkanını görebilmeliyim!”
Hayali bir şehir düşününüz ki, o şehrin il başkanı, genel başkanını temsil eden il başkanı, asık suratlı olsun. Ulaşılamaz, kimsenin derdiyle dertlenmez olsun. Sadece ve sadece kendi şahsi çıkarlarını düşünsün. Yukarıya da yaranmak için maskeyle dolaşsın. İki yüzlü değil, binbir surat olsun. Münafıklığın alametlerini tam olarak üzerinde taşısın. Yalan söylesin, emanete hıyanet etsin, sözünde durmasın. Ahlaki ve namus zafiyetinde zirve yapsın. Zinakarlıkta sınır tanımasın. Evli kadınların yuvasını yıksın. İşini yaptığı kişilerden haksız yere çıkar sağlasın. İçişleri Bakanlığı’nca Muhalefet Belediyesine gönderilen müfettişlere, belediye başkanından aldığı rüşvetin yarısını cebe atarak, yarısını onlara vererek yolsuzluğun üstünü örttürsün. İmar rantında belediye başkanı ile fifti-fifti kırışsın…
Şimdi düşünelim: Böyle bir il başkanının kuracağı merkez ilçe, ilçe, kadın kolları, gençlik kolları vb. teşkilatlardan ne hayır beklenir. Adayların belirlenmesinde uygulanan (gerçi çok da kaale alınmayan) temayül yoklamasından millet için, memleket için hayırlı bir netice çıkar mı?
Oylarımızı Arttırdık Züğürt Tesellisi
Neredeyse tüm şartlar lehlerine iken, kazanmaları gerekirken adayda isabet edememe , teşkilat zaafları vb. nedenlerle seçimi kaybeden bazı il, ilçe teşkilatları, “ama oylarımızı arttırdık!” züğürt tesellisine sığınıyorlar kendilerini aklamak ve yerlerini, makamlarını korumak için! Senden oyunu arttırman değil, 1(bir) oy farkıyla da olsa seçimi kazanman isteniyor, bunu hiç hatırından çıkarma. Yapamıyorsan, yapamadıysan istifa et de yapacak, başaracak olanlar gelsin!
“Ben yoksam kimse olmasın, o makama ben daha layığım!” ego’sunda olanlar da partisine ihanet içinde olduklarını bilsinler.
Sözün özü: Bir parti, bir yerde başarılı olamamışsa en başta son sözü söylemeye yetkili merkez teşkilatı olmak üzere, etrafını saran ve kendisini yanıltan menfaat şebekelerini, dalkavuk, yalaka tipleri çevresinden uzaklaştırmayan genel başkan da sorumludur ve “milletimizin verdiği mesajı aldık” dendiği halde bu mesajın gereğini yerine getirmeyen iki kere sorumludur.