Selçuk Temelatan Yazdı: Küçükken çocuklarınızı KUZU gibi yetiştirirseniz,hüyüyünce onları KOYUN gibi güderler…
Küçükken çocuklarınızı KUZU gibi yetiştirirseniz,hüyüyünce onları KOYUN gibi güderler…
*
TÜRKİYE DE ÇOCUK OLMAK
***
doğduğun da. Evde ağlayamazdı. Hemen annesi,
-Sus! diye paylardı.
Gülemezdi, bağıramazdı. Babası,
-Sus!… diye azarlardı.
Misafir gelince,
-Ayıptır!, sus! derlerdi.
Yabancı kimse yokken de evdekiler,
-Başımı dinleyeceğim, sus! derlerdi.
Yedi yaşına kadar bu, böylece sürdü.
***
İlkokula gitti. Derste bir şey soracak olsa, öğretmeni,
-Sus!… diye çıkışırdı.
Derse kalksa,
-Ne sorulursa onu söyle, çok konuşma!…..
– Öndeki arkadaşının ensesine bak sessiz ve çiçek gibi ol.
derdi öğretmenleri.
On iki yaşına kadar da böylece sürdü.
***
Ortaokula gitti. Ağzını açacak olsa, büyükleri,
-Her lafa karışma! dediler.
Müdür,
-Söz gümüşse, sükut altındır! vecizesini öğretti.
Türkçe öğretmeni,
-İki dinle, bir söyle… Bak, iki kulak, bir ağız var! dedi.
-Sus!…
-Sesini kes!…
-Çok konuşma!…
On beş yaşına kadar böylece sürdü.
***
Liseye gidiyordu. Burada öğrendiği en güzel şey “Essükütü hayrün mineddır” sözü oldu. Yani susmak, dırdırdan hayırlıdır.
-Çok konuşma!…
-Sus!…
-Kes sesini!…
İlk okulda çiçek gibi olan çocuk liseden saksı gibi çıkıyordu.
On dokuz yaşına kadar böylece sürdü.
***
Üniversiteye girdi. Evde,
-Büyüklerin yanında konuşulmaz! diye öğretiyorlardı.
Annesi,
-Söz büyüğün, su küçüğün diyordu.
Profösör bir gün ona,
-Dilini tut!… demişti.
Yirmi üç yaşına kadar böylece sürdü.
***
Askere gitti. Onbaşı,
-Sus len!… diye bağırdı.
Çavuş,
-Dırlanma! diye azarladı.
Yüzbaşı,
-Pısss!… Sısss!… dedi.
***
Karakola çağırdılar. Polis,
-Çok konuşma! dedi.
Komiser,
-Sus be!… dedi
***
İşe girdi. Arkadaşları, işaret parmaklarını dudaklarına koyar,
-Şışşşt!… derlerdi.
-Aman şışşşt… Aman sus, aman başın derde girer. Aman haaa!…
Büyükleri,
-Sen her şeye burnunu sokma!… derlerdi.
-Sen anlamazsın…
-Sana mı kaldı…
-Sen sus…
***
Evlendi. Karısı,
-Aman sus… Sen karışma!… derdi.
Sonra çocukları oldu. Büyüdü çocukları,
-Sen sus baba!… Çakmazsın bu işlerden…
demeye başladılar.
***
Not :Bu yazı bir yerden alıntı olup bende biraz kendi fikirlerimle harmanladım.Anlatılmak istenen biraz benim, biraz sizsiniz, biraz hepimiziz.
***
Arayın bakalım, ağzınızda diliniz var mı? Dilimizi yutmuşuz. Dilimizi içimize sokmuşuz. Ağzımız var, dilimiz yok.
Kaynak: Selçuk Temelatan